İnegöl’ün Mahmudiye Mahallesi’nde yaşayan, eşi vefat ettiği için tek başına hayatını sürdüren 63 yaşındaki N.G. adlı kadın, kendilerini polis olarak tanıtan dolandırıcıların hedefi oldu. Şüpheliler, ikna edici bir senaryo kurgulayarak kadının yaklaşık 2 milyon TL değerindeki altınlarını ele geçirdi.

Ekran Görüntüsü 2025 11 06 195050

“Altınları İnceleyip Kısa Süre İçinde Geri Vereceğiz”

Edinilen bilgilere göre, N.G.’yi cep telefonuyla arayan dolandırıcılar kendilerini polis olarak tanıttı. Şüpheliler, bir kuyumcu soygunuyla ilgili soruşturma yürüttüklerini ve çalıntı altınların kadının eline geçmiş olabileceğini iddia etti. Konuşma esnasında kadının komşuları ve kızına dair bazı bilgileri paylaşarak güvenini kazandılar.

Dolandırıcılar, N.G.’den evinde bulunan altınların fotoğraflarını çekip kendilerine göndermesini istedi. Daha sonra, “Altınları inceleyip kısa süre içinde geri vereceğiz” diyerek kadını inandırdılar. Bir süre sonra eve gelen kimliği belirsiz bir kişi, polis olduğunu söyleyerek altınları teslim aldı.

Image-1459

Olaydan sonra altınlarını geri almayı bekleyen N.G., aradan bir süre geçmesine rağmen kimsenin kendisine ulaşmaması üzerine dolandırıldığını fark etti ve emniyete giderek şikâyette bulundu. İfadesinde, dolandırıcıların kendisine son derece inandırıcı davrandığını, hatta “komiser” ve “polis memuru” olarak tanıtıp detaylı bilgilerle güvenini kazandıklarını anlattı.

Yaklaşık 2 milyon TL değerindeki altınını dolandırıcılara kaptıran N.G.’nin başvurusu üzerine İnegöl Emniyet Müdürlüğü ekipleri geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Polis ekipleri, çevredeki güvenlik kameralarını inceleyerek şüphelilerin kimliğini ve eşkalini tespit etmeye çalışıyor.

N.G. emniyette ifadeleri kullandı:

Telefonuma çağrı geldi. Telefonu açtığımda kendisini Emniyet Genel Müdürlüğünden aradığını söyleyen bir erkek şahıs adını Komiser Furkan Yazıcı olarak beyan etti. Bana “Ata Kuyumculuk isimli işyerinin soyulduğunu, hırsızlığı yapan şahısların iki kişinin yakalandığını, yapılan sorgulamada iki hırsızın FETÖ Terör Örgütüne olduklarının tespitinin yapıldığını, alınan seri sorgulamada da benim de evime bıraktırdıklarını beyan ettiklerini” söyledi. Daha sonra bana “Ne kadar altının varsa fotoğrafını çek, bize bu resimleri Ata Kuyumculuk isimli işyerine götürsün teşhis yaptıracağız” dediler. Ben de evde bulunan 6 (altı) adet 5’i bir yerde reşat altını, 5 (beş) adet ata lirası, 3 (üç) adet çeyrek altın, 2 (iki) adet yarım altın, 51 gr. (elli bir gram) çift burgulu 22 ayar altın bilezik, 2 (iki) adet küpe, 1 (bir) adet altın alyans, 1 (bir) adet tek taş yüzük, 1 (bir) adet taşlı altın yüzük, 5 (beş) adet 1 gr. altın, 1 (bir) adet altın kolye çerçevesi ve 1 (bir) adet günlük altın setimin olduğunu çekerek şahıslara Whatsapp üzerinden gönderdim. Şahıslar bana “Senin altınların sertifikası var mı?” diye sordu ve ben de sertifikalarının olmadığını söyledim. Şahıslar daha sonra bana “Senin altınlarının çalıntı olup olmadığını anlamamız için adresine iki arkadaşımızı göndereceğiz, altınlarını inceleyecekler. Altınlarının üzerinde iz yapmadan seri numaralarına bakacaklar. Ata Kuyumculuk isimli işyeri sahibine altınlarını teşhis ettireceğiz. Eğer işyerine ait altınlardan değilse altınlarına sertifika çıkartıp sana geri teslim edeceğiz” dediler. Ben şahısların konuşmalarından şüphelenince, şahıslar bana aynı apartmanda ikamet ettiğim birkaç komşumun isimlerini ve aile bireyleri le birlikte bana saymaya başladı. Ben komşumun ne olduğunu sorduğumda “Sen onlara gidip geliyor musun? Onlarla bir düşmanlığın var mı?” diye sorunca ben komşularım ile herhangi bir olumsuzluk yaşamadığımı söyledim. Şahıslar bu defa bana “Komşularının FETÖ ile bağlantıları var onları da araştırıyoruz. Kimseye güvenme. Gizli araştırma yapıyoruz. Aile bireylerine sakın haber verme. Senin kızın engelli öğrencilere eğitim veren bir öğretmen. Birisine haber verirsen kızın Özel Eğitim’de eğitim veren öğretmen olduğunu da bilince ben panikledim. Şahıslar ‘yarın evimize polis ekipleri göndereceğiz, altınlarını bize teslim edeceksin. Eğer şüpheli çıkarsa altınları Savcılığa çağıracağız. Sen şüphelileri teşhis edeceksin’ dediler ve telefonu kapattılar.

Tekrar aradılar. Telefonda açtığımda kendisini Polis Hakan Yılmaz olarak tanıtan şahıs evime gelmek üzere yola çıktıklarını ve benim altınları hazır etmem gerektiğini söyledi. Ben o şahsa evimde altınlarımı çıkardığımı söyledim. Ben şahıslar ile telefonda konuşurken yaklaşık yarım saat sonra şahıslar açık adres bilgilerimi vermediğim halde kapı zilini çaldı. Kapıyı açtığımda 25-30 yaşlarında, esmer tenli, siyah kapüşonlu montu olan, rengini tam olarak hatırlayamadığım ancak koyu renkli pantolonu olan, zayıf yapılı, 175-180 cm boylarında, bıyıklı bir erkek şahsın elinde telefon ile birileri ile konuşuyordu. Ben şahıslar ile görüştüğümde şahıs bana ‘Geldin mi Murat’ diye seslendi. Ben de ‘evet geldim’ dedim. Bu esnada karşıdaki şahıs da ‘Geldim’ deyince kapıdaki şahsın benim ile iletişimde geçen şahıslar ile görüştüğünü anladım. Daha sonra altınları koyduğum çantayı şahsa teslim ettim, polis olduklarını beyan ettiler. Altınlarımı bana geri getireceklerini söyledikleri halde bir daha ulaşamadım. Bu durumda dolandırıldığımı anladım ve konuyla ilgili şikâyette bulunmak üzere cep telefonumdan ekrana görüntülerini hazırlayarak şikâyetçi oldum. Şahısların telefonlarının detaylı incelenmesini, HTS kayıtlarının incelenmesini, gerek görülmesi halinde ekran görüntülerinin incelenmesine rızam vardır. Şüphelinin tespiti ve zararımın karşılanması maksadıyla şikâyetçiyim. Konuyla ilgili ekran görüntülerinin incelenmesine rızam vardır. Dolandırıldığım miktar altınların toplam değeri yaklaşık 2.000.000 TL (İki Milyon TL) civarındadır

Kaynak: Genç Gazete