Türkiye mobilya ihracatının yüzde 18,46’sını gerçekleştiren İnegöllü mobilyacılar, ihracatlarını artırabilmek için alternatif pazarlarda derinleşmeye çalışıyor. Sektörün önündeki en önemli sorunlar ise kalifiye çalışan bulmada yaşanan zorluklar ile finansmana erişim olarak öne çıkıyor.

NB Ekonomi Gazetesi’nin düzenlediği ‘Kentlerle Buluşmalar’ toplantısı bu kez mobilya kenti İnegöl'de yapıldı. İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği (İMOS) ev sahipliğinde düzenlenen ve moderatörlüğünü NB Ekonomi’nin Genel Koordinatörü Vahap Munyar’ın yaptığı panelde NB Ekonomi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz ile Başdanışman Rüştü Bozkurt, Türkiye ve dünya ekonomisi ile ilgili bilgiler verdi. Panele ayrıca İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ, geçmiş dönem İMOS başkanları, dernek üyeleri ve sektör temsilcileri de katıldı.

"DOĞRU STRATEJİ ÖNEMLİ”

Panelin açılış konuşmasını yapan İMOS Başkanı Osman Aybil, günümüz şartlarında doğru stratejilerle işletmeleri ayakta tutabilmenin önemine işaret etti. Aybil, “Doğru stratejilerle işletmelerimizi konumlandırma, mevcut durumunu koruma ve ileri götürme ile ilgili kararları alırken yanlış stratejilerle elimizdekini kaybetme durumunda kalabiliriz. Günümüzü anlamak bize doğru stratejiler yapmak için gerekli altyapıyı sağlayacaktır” dedi. İnegöl’ün markası ve lokomotif sektörü olan mobilyanın 2021 yılında 663,1 milyon dolarlık ihracatla Türkiye mobilya ihracatının yüzde 18,46’sını yaptığına işaret eden Aybil, “2020-2021 yılları arası ihracat oranı değişimlerine bakıldığında mobilya sektörümüz bin 95 firma ile 663,1 milyon dolar ihracat gerçekleştirerek bir önceki yıla göre yüzde 24,34 artış sağladı. Potansiyelimize bakıldığında en az iki katına çıkmamız mümkün. Hindistan, Rusya, Kuzey Afrika gibi alternatif pazarlara yönelik çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor. Ancak şu anda üreticimiz dünyayla rekabette sıkıntılar çekiyor. Global sıkıntılar bize de yansıyor” diye konuştu. İMOS’un 340 üyesi bulunduğunu belirten Osman Aybil, İnegöl’ün toplam ihracatının yüzde 80’inin İMOS üyesi firmalar tarafından yapıldığının altını çizdi.

Panelin moderatörlüğünü yapan Vahap Munyar, sektörler bazında ayrışmalar olsa da Anadolu’da ciddi bir üretimin devam ettiğini aktardı. Munyar, bazı sektörlerde yavaşlama olsa da perakende sektöründe hareketlilik yaşandığına dikkati çekti.

Panelde konuşan Hakan Güldağ, yaşanan jeopolitik ve ekonomik süreç nedeniyle öngörülü tahminler yapabilmenin zor olduğuna işaret ederek, enflasyonun aralık ayında itibaren düşüşe geçeceğini, ancak maliyetlerin hem iş dünyası hem de vatandaşlar için artmaya devam edeceğini, enflasyonun hızı kesilse de fiyat artışlarının süreceğini öngördüklerini söyledi.

Güldağ şöyle konuştu:

“ÇARKLAR AVRUPA'YA GÖRE İYİ DÖNÜYOR”

“İş dünyasının da ekonomi yönetiminin de odaklandığı nokta döviz akımlarını kontrol etmek ve bir döviz krizine yol açmamak. İkincisi de herhangi bir şekilde işsizliğin artmasına müsaade etmemek. Fabrikaların üretiminin durmasına müsaade etmemek. Ekonomi yönetimi en azından seçime kadar bunu sürdürmeye çalışacak. Seçim dönemine kadar piyasaya para çıkacağı görünüyor. Görünen o ki vatandaşa daha çok gidecek. İş dünyasına kredi olarak gelecek para çok yüksek olmayacak gibi. Bir KGF hazırlığı var, onun dışında piyasaya zerk edilecek bir kredi açılımı çok görünmüyor. Şubat’tan marttan sonra kredilerin açılacağı, şu anda tutunmakta olan dövizin de yukarı çıkmasına müsaade edileceği yönünde öngörüler var.” Türkiye’nin önemli pazarı olan Avrupa’da yaşanan resesyon sonucu siparişlerdeki azalmaya dikkat çeken Güldağ, “Ayrıca EYT meselesi, asgari ücretin yüksek açıklanabileceği gibi konular da iş dünyasını tedirgin ediyor. Yine de çarklar Türkiye’de Avrupa’ya göre daha iyi dönüyor. Ekonominin yavaşlamakta olduğu ve biraz da resesyon devam ederse yüksek enflasyon içinde hafif küçülmeye gideceğimiz bir dönem olabilir. Yıllık bazda bu yıl kesinlikle küçülmemiz söz konusu değil. İlk iki çeyreğin olumlu etkisi nedeniyle Çin’den bile iyi büyüyeceğiz” dedi.

“EN ÖNEMLİ SORUN FİNANSA ERİŞİM”

Sanayicilerin en önemli sorununun finansa erişim ve işletme sermayesi eksikliği olduğuna işaret eden Şeref Oğuz ise “Bu hükümet seçime kadar dövizdeki bir kur atağına, maliyeti ne olursa olsun izin vermeyecek. Yeni enstrümanlar devreye girecek. Seçime kadar durgunlukla ilgili iç piyasa noktasında fazla bir derdimiz olmayacak. Her alanda piyasalara para pompalanacak. Enflasyonla mücadele noktasında sadece küçük hareketler gelecek. Seçime kadar yaratılan bu pastırma yazı seçimden sonra kaşıkla verilenin kepçeyle geri alınacağı, borçların son derece büyük sorun yaratacağı, pastırma yazının ardından bir ekonomik kış geleceği yönünde kaygılarım var. Öte yandan Avrupa kış ile ilgili tedbirler almaya başladı, hayatta kalma moduna geçiyor. Bu tedbirler içinde de siparişlerin azalması var. O pazarı çok fazla önceleyen Avrupa’yla iş yapan iş adamları borçlularsa eğer sipariş daralması nedeniyle borç ödemede ekstra zorluk yaşayabilir. Avrupa’nın getireceği talep daralmasını karşılayacak arayışlar içine şimdiden girmekte fayda var” değerlendirmesini yaptı. Kriz dönemlerinde iş dünyasının ilk refleksinin işi çıkarmak yönünde olduğuna değinen Oğuz, nitelikli çalışan bulmanın zor olduğu bir dönemde böyle bir adımın firmaları büyük zarara uğratacağını söyledi.

“TEKNOLOJİ İNSANIN YERİNİ ALMAYA BAŞLADI”

Panelde söz alan Rüştü Bozkurt da zamanın ruhunun nasıl işlediği konusuna kafa yormayan iş insanlarının işlerini tam ve doğru yapma şansının olmayacağını anlattı. Bozkurt, Endüstri 4.0 ve teknoloji ile ilgili gelişmeleri takip etmenin önemine vurgu yaparak şunları söyledi: “İşletmeler düzeyinde uyum yeteneğiyle ilgili yatırım yapmadıysanız işletmelerinizi sağlıklı bir yere götürebilmeniz mümkün değil. Her gün çok konuştuğumuz faiz, enflasyon gibi konular bana göre iş yaşamının yüzde 30’udur. İş yaşamının yüzde 70’i kendinizi sorgulamaktır. Öyle bir dünyaya gidiyoruz ki ilk defa dünyada teknoloji insanın performansını arttırdığı gibi yerini de almaya başladı. Beş sene sonra yapay zekadan etkilenmeyecek İnegöl’de tek kişi kalmayacak.”

“TÜKETİM ALIŞKANLIKLARININ EVRİLECEĞİ YÖN ÖNEMLİ”

Panele katılan İTSO Başkanı Yavuz Uğurdağ, mobilya sektörünün İnegöl için önemine vurgu yaptı. Sektörde işçilik maliyetlerinin diğer sektörlere göre çok daha fazla olduğuna dikkati çeken Uğurdağ, enerji ve hammadde maliyetleri de eklenince kabuğunu kırıp orta ve büyük ölçeğe ulaşmaya ve öz sermayesiyle yatırım yapmaya çalışan mobilyacıların üzerindeki yüklerin ciddi şekilde arttığını dile getirdi. Uğurdağ, İnegöllü mobilyacıların pek çoğunun orta sınıfa hitap eden mobilyalar ürettiğini de ifade ederek, orta sınıfın tüketim alışkanlıklarının evrileceği yönün önemli olduğunu söyledi.

NB Ekonomi Gazetesi'nin yazarlarıyla bir araya gelen İMOS Başkanı Osman Aybil ve dernek üyeleri, İnegöl’ün marka sektörü mobilyanın gelecek vizyonunu ele alarak, alternatif pazarlara odaklanacağını belirttiler.

Editör: TE Bilişim