Kader nedir?
Kader kelimesinin anlamı ölçü, miktar, plan, program, takdir, biçim ve şekil verme, bir ölçüde tutmadır.
Bilindiği üzere Müslümanlar arasındaki yaygın anlayış ve inanışa göre Allah'ın; kâinatı ve içindekileri, zamanı, kıyameti, âhiret âlemlerini, yani evreni yaratmadan önce bir ölçü ve programa göre takdir etmesi ve bu takdirini ''Levh-i Mahfuz'' de-nen ilâhî deftere kaydetmesidir. Artık bu takdir ve kayıt altına alınan kader değişmez ve değiştirilemez. Bu konuda dayanılan delil ise Kamer suresinin 49 ve 50. ayetleridir. "Hiç şüphesiz, biz her şeyi bir ölçü, bir plan ve program ile yarattık. Bizim emrimiz, bir göz kırpma gibi yalnızca bir keredir."
Özetle "Kader, Allah'ın geçmiş ve gelecek tüm olayları "tek bir an" olarak ve önceden bilmesi" olarak kabul edilir. Çünkü Allah'ın bilgisi mekân ve zamanla sınırlı değildir. Ve yine denir ki: "Kaderi Allah belirler ve Allah'ın belirlediği kaderi insanların değiştirmeleri mümkün değildir. Kimse kaderini değiştiremez."
Bu görüş ve hüküm doğru mu, yanlış mı? Doğru ise nereye kadar doğru, nereye kadar yanlış?
Kader konusu Müslümanlar arasında yoğun tartışmalara ve fikri mücadelelere konu olmuş ve oldukça ihtilaflı bir meseledir. Bu konuda hem ifrata kaçılmış, hem tefrite. Birbirinin tamamen zıddı görüşler ve fikirler ortaya atılmış, her görüş mensubu diğerlerini kâfirlikle ve zındıklıkla suçlayabilmişlerdir.
Mesela "Cebriye" mezhebi olarak bilinen mezhebe göre "olup biten her şey ezelî takdir ile meydana gelir. İnsanın iradesi yoktur. İnsan bir robot gibi kendi kaderinde yazılı olanları yapar ve kaderine göre yaşar. Kaderi ile çizilen çizginin dışına çıkamaz." Öte yandan "Kaderiye" mezhebi ise kader inancını reddeder. Bu mezhebe göre, insan Allah tarafından belirlenen ve tayin edilen kadere göre değil, kendi hür ve serbest iradesiyle hareket ederek kendi hayatını yaşar ve böylece kaderini belirler. İnsanın tüm fiillerinin sorumluğu Allah'a değil, tamamen kendisine aittir. Bu akımın görüşleri ve fikirleri zamanla "Mutezile Okulu"nun (akılcılık) da temelini oluşturdu.
Bu konuyu irdelemeye ileride devam edeceğiz. Ancak şimdilik şu kadarını söyleyelim: İnsanın kendi hür ve serbest iradesiyle, kendi tercihini kullanarak verdiği kararlardan ve yaptığı işlerden insanı sorumlu tutacaksak, yukarıya özetini yazdığımız kader görüşü yanlıştır.
Eğer yenilgiye uğradığını düşünürsen yenilirsin.
Eğer cesaret edemediğini düşünürsen edemezsin.
Kazanmak ister, ama kazanamayacağını düşünürsen,
Kazanamayacağın neredeyse kesindir.
Eğer kaybedeceğini düşünürsen kaybedersin.
Çünkü biz gördük ki,
Başarı insanın iradesiyle başlar,
Her şey kafanın içindedir.
Eğer dışlandığını düşünürsen dışlanırsın,
Yükseleceğini düşünmelisin,
Bir ödül kazanmadan önce
Kendinden emin olmalısın.
Hayattaki kavgaları her zaman
Güçlü ya da daha hızlı olan kazanamaz
Ama er ya da geç kazanan insan,
Kazanabileceğini düşünendir.
ÖZSÖZ: "Biz her insanın kaderini kendi öz-gür seçimine bırakmışızdır." (Kur'an, Esra sure-si 13. ayet)