7 Hazirana çok az bir süre kaldı.
Meclis aritmetiği bakımından bir tek oyun bile çok değerli olduğu 2015 genel seçimleri geldi, geliyor.
Bu kadar az bir süre kala İnegölde seçime girecek siyasi partilerin teşkilatlarında, daha önce hiç görmediğim bir kasvet var desem yanılmış olmam herhalde.
İnegölde aday adaylığı sürecinde esen fırtınalar yerini hafif yaz meltemlerine bıraktı.
Ne oldu da teşkilatların enerjisi bu kadar düştü?
Ne oldu da bu kadar tadı kaçtı partilerin?
Özellikle AK Parti, MHP ve CHP için geçerli bu söylediğim.
Gelelim sorumun cevabına;
Teşkilatlarda heyecan yok, çünkü küskün çok. Aday Adaylığı sürecinde İnegöl ilçe yönetimlerinde
oluşan kutuplaşmanın ve hayal kırıklığının sonucu bu küskünlük. Destekledikleri Aday Adaylarını Aday listelerinde göremeyenler, seçim çalışmalarında taşın altına elini koymuyor. Küskün olanlar ağırlıkla eski partililerden olunca, sahada tecrübeli isim görmekte oldukça zor.
Bu tablodan il yönetimleri de sorumlu tabi. Aday Adaylığı sürecinde oluşan sıkıntıları görmezden gelip, Nasıl olsa seçim sürecinde unutulur yaklaşımları.
Bakın unutulmamış işte. AKPartideki Şahin-Aktaş kutuplaşmasını ya da MHPdeHasan Toktaş veya Fikret Fidanın sırasının hak ettiği yer olmadığını veyahut CHPde, İnegöllü tek adayın ön seçim sonucunda ancak listenin sonlarında yer bulmasını kimse unutmamış.
Sonuç olarak, CHP ve MHP adına İnegölden oy istemek kimsenin içinden gelmiyor gibi. AK Partide ise Hüseyin Şahinin garanti Vekilliği, özelikle bu sakin atmosferde pek çalışma gerektirmiyor. Hal böyle olunca da meydan seçim otobüslerine kalmış görünüyor.
Burada, bir parantez Saadet Partisine açmak istiyorum. Saadet, oyu ne olursa olsun, kapı kapı, sokak
sokak gezerek, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayarak çalışmalarına devam ediyor ve bir şekilde seçmenle buluşuyor.
Siyasi partilerdeki bu durgunluğun sandığa nasıl yansıyacağını her beraber görmüş olacağız.