Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin etki yatırımı hikayesini şekillendirmek ve ileriye taşımak için düzenlenen "EYDK Etki Yatırımı Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, "Gelir ve servet dağılımda makasın daralmasına neden olan küresel ekonomik düzen ya da düzensizlik, sosyal maliyetleri beraberinde getiriyor. Sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomi modelinin inşası gelecek nesillerimize yaşanabilir bir dünya bırakmak ve tabiattaki bozulmanın daha fazla geri dönülemez düzeye ulaşmasına mani olmak için aciliyet arz ediyor. Refahın yurtta dengeli bir şekilde dağıtılması için çaba gösteriyoruz" dedi.

Türkiye’nin etki yatırımı hikayesini şekillendirmek ve ileriye taşımak için çalışan Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK), her yıl düzenlenmesi planlanan "EYDK Etki Yatırımı Zirvesi"nin ilkini Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirdi. Açılışı yapılan ve iki gün sürecek etkinliğe, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Bekir Polat ve çok sayıda kişi katıldı. Bakan Kacır burada yaptığı konuşmasında, gelir ve servet dağılımda makasın daralmasına neden olan küresel ekonomik düzen ya da düzensizliğin sosyal maliyetleri beraberinde getirdiğini ifade etti.

"Önümüzdeki dönemde model fabrikaların sayısını 14’e çıkaracağız"

Gerçekleşen zirvenin Türkiye’nin sürdürülebilir politikaları açısından çok anlamlı olduğunu ifade eden Bakan Kacır, "Ülkemizin büyük cazibe merkezi haline gelmesinde önemli bir kilometre taşı olacağına yürekten inanıyorum. Bu açıdan bugün bir araya geldiğimiz zirveyi çok anlamlı buluyorum. Zirvenin sürdürülebilirlik odaklı kalkınma yolculuğumuza ivme kazandıracak yeni iş birliklerine vesile olmasını temenni ediyorum. Dünya, savaşlar, ticaret ve teknolojileri korumacılık, salgınlar, iklim değişikliği, afetler, gıda, su, enerji, ham madde krizleriyle zorlu bir dönemeçten geçiyor. Daha çok tüketim hırsı daha fazla konfor arayışı ve sınırlı kaynakların kontrolsüz harcanmasına bağlı olarak toplumlar bir dar boğazdan geçiyor. Gelir ve servet dağılımda makasın daralmasında neden olan küresel ekonomik düzen ya da düzensizlik, sosyal maliyetleri beraberinde getiriyor. Sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomi modelinin inşası gelecek nesillerimize yaşanabilir bir dünya bırakmak ve tabiattaki bozulmanın daha fazla geri dönülemez düzeye ulaşmasına mani olmak için aciliyet arz ediyor. Türkiye olarak sürdürebilirliği, kaynak verimliliğini, yenilikçilik ve girişimci insan kaynağımızı güçlendirerek ülkemizin küresel ileri teknoloji üretim merkezine dönüştürme gayretindeyiz. Bilgi temel ekonomimizi güçlendiriyoruz. Refahın yurtta dengeli bir şekilde dağıtılması için çaba gösteriyoruz. Özellikle dijital ve yeşil dönüşümün sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanarak iş birlikçilerimin rekabetçiliğini arttırıyor, istikrarlı büyümemize hız kazandırıyoruz. Bu anlayışla pek çok programı birlikte hayata geçiriyoruz. Öğren-dönüş programlarıyla yalın üretim danışmanlık hizmetleriyle işletmelerimizin verimliliklerinde önemli düzeyde artış sağlayan 8 model fabrikayı kurduk. Önümüzdeki dönemde model fabrikaların sayısını 14’e çıkaracağız" dedi.

"Sürdürülebilirlik kavramı giderek daha fazla önem kazanıyor"

Küresel ekonomik sistemdeki değişimlere paralel olarak yatırımcıların giderek daha fazla sosyal ve çevresel etki oluşturmaya odaklandığını belirten Bakan Kacır, "Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası iş birliği ile 300 milyon avroluk finansmanı dijital dönüşüm ihtiyaçlarını tespit eden ve yol haritalarını oluşturan KOBİ’lerimizin hizmetine sunuyoruz. Dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm destek programlarıyla sanayinin yeşil ve dijital dönüşümüne yönelik yatırımları öncelikli yatırımlar kapsamında değerlendireceğiz. Dünya Bankası iş birliğiyle 450 milyon dolar bütçeli yeşil sanayi projesinde KOBİ’lerimiz öncelikli olmak üzere imalatçılarımızın yeşil inovasyon, yenilebilir enerji kaynak verimliliği gibi alanlarda Ar-Ge ve yatırım faaliyetlerini destekliyoruz. Sürdürülebilirlik kavramı her alanda olduğu gibi finans dünyasında da giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu bağlamda sürdürülebilir finansal araçlar ve etki yatırımı, finansal araçlar ve etki yatırımı sosyal ve çevresel kazanımlar elde etmeyi amaçlayan bir strateji olarak öne çıkıyor. Finans sektöründeki bu dönüşüm toplumsal ve çevresel sorumluluğun bilincinde olan yeni bir yatırım perspektifi sunuyor. Ülkemizde potansiyelini ortaya koyarak doğu ve batı arasında köprü görevi ile etki yatırımı için bölgesel pazara giriş noktası olma yolunda önemli bir rol üstleniyor" ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha