Hutbede evlilik, Allah’ın emri ve Peygamber’in sünnetiyle kurulan kutsal bir bağ olarak tanımlanırken, nişan, nikâh ve düğün merasimlerinin mutluluğu paylaşmanın zarif yolları olduğuna dikkat çekildi. Bu süreçte ölçünün İslam olduğu vurgulandı.
Düğünlerde mahremiyetin ihlal edilmesi, alkol tüketimi, çevreyi rahatsız eden yüksek sesli müzikler ve tehlikeli konvoyların, dinin öngördüğü anlayışla bağdaşmadığı ifade edildi. Sade bir yüzük ve içten bir dua ile gerçekleştirilmesi gereken düğünlerin zamanla israfın ve gösterişin ön plana çıktığı törenlere dönüştüğü belirtildi.
Abartılı salonlar, aşırı harcamalarla hazırlanan menüler, tesettüre uygun olmayan kıyafetler ve borç gibi değerlendirilen takı yarışlarının evliliğin maneviyatını zedelediği kaydedildi. Ayrıca, evlilikle ilgili geleneksel aşamalar olan evlilik teklifi, söz, nişan ve çeyiz hazırlıklarının aileleri ekonomik baskı altına sokmaması gerektiği vurgulandı.
Kültürel ve dini temeli olmayan etkinliklere de dikkat çekilerek “gelin hamamı”, “bekârlığa veda partisi”, “cinsiyet partisi” gibi kutlamaların dinen uygun olmadığı ve harama kapı aralayabileceği belirtildi. Sünnet düğünlerinin de israfa ve gösterişe dönüşmemesi gerektiği hatırlatıldı.