Erken seçim ihtimali konusunda Yapıcıoğlu, “Bugünkü şartlarda zor. Erken seçim kararını aldıracak Meclis çoğunluğu var mı muhalefette? Yok. İktidar bloğunda bir çatlak olmadan Meclisten böyle bir karar çıkarmak mümkün değil” diye konuştu.
“Çatlak var mı peki?” sorusu üzerine Yapıcıoğlu, “Bilmiyorum. Varsa bizim bilgimiz yok. Var mı yok mu, dışarıya öyle bir görüntü vermiyorlar” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
Mümtazer Türköne’nin söylediği şeyler doğru mu, bir pay bırakmak lazım. Her şey mümkün. Siyasette 2002’deki erken seçimde, seçimlerden önce Sayın Bahçeli’nin böyle bir çıkış yapacağını kim beklerdi?
-Siyasi tarihimizde böyle şeyler var, olabilir, mümkündür. Hatta şu bile olabilir, hani derler ya, Demirel’e atfedilen bir söz vardır, ’Siyasette 24 saat çok uzundur.’ Şimdi daha önümüzde aylar var, yıllar var.
Bu çok uzun bir süre. Bakarsınız AK Parti cenahından bir teklif gelir, ‘Siz parlamenter sistem istiyordunuz, haydi buyurun parlamenter sisteme geri dönelim.’ Bu bile bence ihtimal dahilinde. Hatta ben olsam, parlamenter sisteme dönüş için, ‘Buyrun, hadi dönelim’ bir teklif de sunabilirim yani.”
“Bu, mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden memnun olmadığınızı mı gösteriyor” sorusuna Yapıcıoğlu, şu karşılığı verdi:
“Mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, kağıt üstündeki haliyle uygulama birbirine çok benzemiyor. Olumsuz anlamda söylüyorum. Daha iyi olabilir, daha iyi olmalıydı.
-O dönem çokça söyledim, muhalefetin dile getirdiği hususlardan bir tanesi şuydu, ‘kuvvetler ayrılığı sistemi ortadan kaldırılıyor.’ Ama aslında başkanlık sistemi güçlü bir kuvvetler ayrılığı, sert kuvvetler ayrılığı.
-Parlamento sadece yasamayla ilgili. Kağıt üstünde böyle. Yürütme parlamentodan bağımsızdır çünkü yürütmeyi parlamento seçmiyor, doğrudan doğruya halk tarafından seçiliyor cumhurbaşkanı.
-Bakanlar Kurulunu da kendi seçiyor. Dolayısıyla o kuvvetlerin hepsini birbirinden daha net bir şekilde keskin çizgilerle birbirinden ayırmış oluyorsunuz. Teoride böyle.
“Mevcut sistem revize edilmeli mi” sorusu üzerine Yapıcıoğlu, şunları söyledi:
-Yani sistem revize de edilebilir, parlamenter sisteme dönüş de yapılabilir. Biz başından beri söyledik.
-Hiçbirisi mükemmel sistem değil, her sistemin açığı oluyor. Her sistemin bazı kötü tarafları, eksik tarafları ya da suiistimale açık tarafları olabilir. Önemli olan onları minimuma indirmek. Parlamenter sistemde de bu böyle.
Mesela muhalefet şunu söylüyor, ‘Hangi kanunların çıkacağına Cumhurbaşkanı karar veriyor.’ Daha önceki sistemde kim karar veriyordu, pardon?
-Bana bir tane örnek çıkarabilir misiniz falanca muhalefet partisi bir kanun teklifi verdi de, hatta onlarınki tasarıydı, hükümetin verdiğiyle muhalefetin verdiğinin bile isimleri farklıydı, peki muhalefetin vermiş olduğu bir teklifin kanunlaştığı görülmüş bir şey mi? Yok. Kim karar veriyor?
-Zaten çoğunluk hükümeti seçiyor ama aynı hükümet yasamaya karşı tam olarak sorumlu değil, halka karşı direkt sorumlu ama yasama sadece denetim görevini yapıyor. Ne kadar yapıyor, yani aynı taraftaysa çoğunluk ya da cumhurbaşkanı ile Meclis çoğunluğu aynı taraftaysa.
-Bu iş biraz zor ama bu sistemde. Cumhurbaşkanı sisteminde millet şunu yapabilir; cumhurbaşkanı seçiminde A partisinin adayına oy verir parlamentoda, B partisini çoğunluk yapar. O zaman daha güzel denge denetleme olur. Bu mümkün mü, evet mümkündür. Ama olur mu? Türkiye’de zor.
- 1