Duruşmada sanık avukatlarının talepleri dinlendi. Sanıklardan Gıyasettin Mert Özdemir’in avukatı, müvekkilinin eyleminin sadece maddi menfaat karşılığı hasta yönlendirmekle sınırlı olduğunu, örgüt bağlantısı ve Sosyal Güvenlik Kurumu dolandırıcılığı suçlarını kabul etmediklerini belirterek tahliyesini talep etti. Tutuklu sanık Tuğçe Toptemel’in avukatı ise müvekkilinin bir yıldır hukuka aykırı şekilde tutuklu bulunduğunu ve delil karartma şüphesinin olmadığını savundu.

Mahkeme heyeti, bir saatlik aranın ardından ara kararını açıkladı. Tutuklu sanıklar Hüseyin Günerhan, Mehtap Sayar ve Nigar Kubilay’ın tahliyelerine karar verildi. Bu üç sanık hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve belirli aralıklarla imza verme yükümlülüğü içeren adli kontrol tedbirleri uygulandı. Ayrıca bazı tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol şartlarının da kaldırılmasına hükmedildi. Mahkeme, duruşma tutanaklarının tamamının Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine, tutuklu bulunan 16 sanığın ise bu hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 9 Eylül tarihine erteledi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın suç örgütünün elebaşı olduğu, sevk ve idarenin ise doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir tarafından yapıldığı belirtildi. İddianamede örgütün temel amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini devre dışı bırakıp doluluğunu artırmak, hastaların sağlık durumu ile oynayarak Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan en yüksek düzeyde ödeme almak olduğu kaydedildi.

Hasta bebeklerin durumlarının olduğundan daha ağır gösterildiği, yatış sürelerinin gereğinden fazla uzatıldığı ve bu şekilde SGK’den yüksek ücret tahsil edildiği, bazı hasta yakınlarından da fazla para alındığı iddianamede yer aldı. Bebeklerin sağlık açısından uygun hastaneler yerine örgüt adına maddi kazanç sağlayan hastanelere yönlendirildiği ve elde edilen gelirin örgüt üyesi sağlık çalışanları arasında paylaştırıldığı belirtildi. Örgütün temel amacının bebeklerin sağlıklarını iyileştirmek değil, en fazla maddi kazancı elde etmek olduğu ifade edildi.

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10’ar kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan ise 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl altışar aydan 582 yıl dokuzar aya kadar hapis cezası talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplam 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. Sekizi kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlamalarla hapis cezaları talep edildi.

Soruşturma sürecinde İstanbul’da 9, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde ise 1 hastanenin ruhsatı iptal edildi. Bu hastanelerde tedavi görmekte olan bebekler ve diğer hastalar, ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edildi. Öte yandan davayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında ölümle tehdit eden kişiler tutuklandı. Sanıklardan İlker Gönen ise Antalya’da tutuklu bulunduğu cezaevinde 1 Şubat tarihinde intihar etti.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın fezlekesi doğrultusunda düzenlenen 57 sayfalık iddianamede 13 kişi sanık, Sosyal Güvenlik Kurumu ise suçtan zarar gören olarak yer aldı. Firari hemşire Serenay Şenkalaycı’nın her iki dosyada da sanık olduğu bu iddianame, devam eden ana dava dosyasıyla birleştirildi. Mahkeme başkanı, Cumhuriyet savcısını tehdit eden sanık Mustafa Kemal Zengin’in dosyasını ana dosyadan ayırarak sanık sayısını 57 olarak belirledi.

Kaynak: İHA