Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, beklenen Marmara depremiyle ilgili son gelişmeleri değerlendirdi. Özener, Marmara Denizi'nde meydana gelen 3.6 büyüklüğündeki depremi, bölgenin olağan sismik aktivitesi olarak yorumladı. Zaten Marmara'da yılda ortalama 900 civarı depremin meydana geldiğini, bu depremlerin bir kısmının da 4'ten büyük olduğunu belirtti. Ancak, bu küçük depremin büyük bir depremi tetikleyeceği veya olmayacağı konusunda kesin bir şey söylemenin mümkün olmadığını vurguladı.
Özener, Marmara'daki fay hatlarının denizden geçmesinin bir avantaj olduğunu belirtti. Bu fayların şehirlerin içinden geçen faylara göre daha az etkili olduğunu söyledi. Fay hattının denizde olması, en yakın yerleşim alanının 15-18 kilometre uzaklıkta olması, depremin etkilerini azaltabileceğini ifade etti. Ancak binanın kalitesi, zemin koşulları gibi faktörlerin de önemli olduğunu vurguladı.

Deprem riskinin sadece belirli bölgelerde değil, Türkiye'nin neredeyse tamamında var olduğunu söyleyen Özener, deprem korkusuyla şehir değiştirmenin anlamsız olduğunu ifade etti. Ülkenin birçok yerinde örtülü faylar da dahil olmak üzere risklerin bulunduğuna dikkat çekti. Bu nedenle, depreme hazırlıklı olmanın ve sağlam binalarda yaşamanın önemli olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Celal Şengör'ün deprem sonrası İstanbul'da kaos oluşacağı iddialarına yönelik olarak ise Özener, geçmişte yaşanan depremlerin deneyimlerden öğrenilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin afet risklerini azaltmaya yönelik planlarının bulunduğunu ve bu planların uygulanması gerektiğini vurguladı. Yetkililerin, riskleri azaltma konusundaki planları harfiyen uygulayarak toplumun deprem sonrası süreçlerde daha iyi bir duruma gelmesini sağlamalarının önemine değindi.






