Planlamaya göre ilkokula başlama yaşı esas olarak 72 ay olacak; ancak çocukların bireysel gelişim durumlarına göre 69–75 ay arasında esneklik sağlanacak. Bakanlık, bu düzenlemeyle sınıf içindeki yaş aralığını daha dengeli hale getirmeyi ve ilkokul başlangıcında en uygun gelişim dönemi olarak kabul edilen 72 ayı standart hale getirmeyi amaçlıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), uzun süredir gündemde olan ilkokula başlama yaşıyla ilgili yeni bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Mevcut yönetmeliğe göre, eylül ayı sonu itibarıyla 69 ayını dolduran çocuklar ilkokula başlarken; velilerin başvurusu halinde 66–68 aylık öğrenciler de okula başlayabiliyor.
Bu uygulama, birinci sınıflarda yaş aralığının 14 aya kadar açılmasına neden olarak hem akademik uyumu hem de sosyal gelişimi olumsuz etkileyen çeşitli sorunları beraberinde getiriyor.
Bakanlık, yaş farkının neden olduğu akran zorbalığını azaltmak ve sınıflarda daha dengeli bir öğrenci yapısı oluşturmak amacıyla yeni bir düzenleme hazırlıyor.
Taslağa göre ilkokula başlama yaşı esas olarak 72 ay olarak belirlenecek; ancak çocukların bireysel gelişimlerine bağlı olarak 69–75 ay aralığında esneklik uygulanabilecek.
Yaş Farkı Zorbalık Riskini Artırıyor
Mevcut uygulamada 66 aylık bir çocukla 80 aylık bir çocuğun aynı sınıfta yer alabilmesi mümkün. Eğitimciler bu durumu, “14 aylık bir bebekten 28 aylık bir çocukla aynı becerileri göstermesini beklemek” şeklinde örneklendiriyor.
Uzmanlara göre özellikle daha küçük yaşta okula başlayan çocuklar, fiziksel ve duygusal olarak daha gelişmiş akranlarının baskısına karşı savunmasız kalıyor. Bu nedenle yaş sınırının yükseltilmesi, akran zorbalığını azaltmada önemli bir adım olarak görülüyor.
Geçtiğimiz yıl sınıf yerleştirmelerinde yaş farkını gözeten MEB, benzer yaş grubundaki öğrencileri aynı sınıfa alarak daha dengeli bir dağılım sağlamıştı. Bu uygulamadan alınan olumlu geri bildirimler, başlama yaşının yeniden düzenlenmesini gündeme taşıdı.
Hangi Güçlükler Ortaya Çıkıyor?
Araştırmalara göre bir çocuğun ilkokula başlaması için kalem tutma, yönerge izleme, öz bakım gibi temel becerilere sahip olması gerekiyor. Ancak yaşça küçük başlayan öğrencilerde şu sorunlar daha sık görülüyor:
-
Yazı yazma, çizim ve ince motor becerilerde güçlük
-
Derse odaklanmada ve dikkat süresinde yetersizlik
-
Tuvalet ve yemek gibi öz bakım ihtiyaçlarında daha fazla desteğe ihtiyaç duyma
-
Sınıf kurallarına uyumda zorlanma
-
Sosyal gelişimde yaşıtlarının gerisinde kalma
Öğretmenlerin Gözlemler
Sınıf öğretmenlerinin aktardığına göre, yaşı küçük başlayan öğrenciler daha çabuk yoruluyor, zaman zaman duygusal tepkiler verebiliyor ve bazıları ödev yapma ile yönergeleri takip etme konusunda zorluk yaşayabiliyor.
Motor beceri eksiklikleri nedeniyle çanta düzenleme, düğme ilikleme gibi işleri tek başlarına yapamıyorlar.
Fiziki olarak küçük olmaları, akran zorbalığına daha açık hale getiriyor.
Okumaya geçiş süreçleri daha geç yaşanabiliyor ve özgüven kaybı oluyor.
En Sağlıklı Başlama Yaşı: 72 Ay
Uzmanlar, gelişimsel açıdan ilkokula başlamanın en uygun yaşının 72 ay olduğunu vurguluyor. Bu görüşü destekleyen değerlendirmelerde şu tespitler öne çıkıyor:
72 ayını dolduran çocuklar bedensel, zihinsel ve sosyal açıdan okula uyum için en hazır dönemdedir.
66-71 aylık çocuklar hala oyun çağı özellikleri gösterdiği için ilkokul disiplinine uyumda zorlanıyor.
İlk yıllarda başarılı olsalar bile üçüncü sınıftan itibaren akademik güçlükler artabiliyor.
"Sen küçüksün" gibi sosyal baskılar, çocukların uzun vadeli özgüven gelişimini olumsuz etkileyebiliyor.





