Zaman zaman Müslümanlar arasında mezhepler konusunda münakaşalar yapıldığına şahit olunmaktadır. Bunun için bir müslümanın asqariden mezheplerle ilgili bazı şeyleri bilmesi gerekir. Bunları sorular halinde sıralayalım.

Zaman zaman Müslümanlar arasında mezhepler konusunda münakaşalar yapıldığına şahit olunmaktadır. Bunun için bir müslümanın asqariden mezheplerle ilgili bazı şeyleri bilmesi gerekir. Bunları sorular halinde sıralayalım.

1-MEZHEP NEDİR:  Mezhep sözlükte “gidilecek yer, gidilecek yol, görüş, yorum ve akım gibi manalara gelir. Din dilinde ise; kendi içinde tutarlı bir düşünce sistemine sahip olduğu kabul edilen inanç ve ameli /pratik yorumu ifade eder.

2-   MEZHEPLER NEZAMAN ÇIKMIŞTIR: Hz.Peygamberin (as) sağlığında bir mezhep olgusunun olamayacağı tabiidir. Zira insanlar her türlü dini meselelerini ona sorarak oda, Kur’an ayetleri gelmekte olduğundan Kur’anın ışığında problemleri çözüyordu. Hz. Peygamberin (as) vefatından sonra, Müslümanların sayıca çoğalması, yeni, ülkelerin fethedilmesi, ekonomi ve kültür hayatının gelişmesi, yeni nesillerin yetişmesi, İslam dışı unsurlarla münasebetlerin gelişmesi ve siyaset gibi sosyal olaylar sebebiyle, ayetlerin ve peygamber uygulamalarının yeniden yorumlanması kaçınılmaz oldu. Kişi bazında yeni yorumlarla avam halkın dertlerine çare olacak kararlar verenler (fetva veya kişisel mezhep) olmakla beraber, Mezheplerin kurumsal olarak ortaya çıkışı 2. hicri asırda olmuştur.

3-DİN BİR KİTAP BİR PEYGAMBER BİR MEZHEPLER NEDEN ÇOKTUR:  Din ilimleri sosyal ilimlerdendir. (Tarih, siyaset, hukuk, sosyoloji vs. gibi) Sosyal ilimlerde ikikere iki dört ettiği gibi kesin netice her zaman bulunmaz. Özellikle din ilimleri rivayet/ sözlü aktarım ve yorumlarla şekillendiği için çeşitlilik kaçınılmazdır. Mezhep sahibi ilim adamlarının değişik zamanlarda ve değişik bölgelerde yaşamış olmaları, dini kaynakları (ayet ve hadisleri) farklı yorumlamalarını kaçınılmaz kılmıştır. Bu durum mezheplerin çok olmasını gerekli kılmıştır. Bu eşyanın tabiatına da uygundur.

4-KAÇ TANE MEZHEP VARDIR? :  Gerek inanç noktasında, gerekse amel / pratik noktasında mezheplerin sayısı çoktur. İnanç yönünden bilinen meşhur mezhepler; a-Selefiyye, b-Eşariyye, c-Matürüdiyye, d-Mutezile, e-Cebriyye, f-Haricilik, g-Şia sayılabilir. Amelde / pratik mezhepler ise; a-Hanefi b-Şafii c-Maliki d-Hanbeli e-Zahiri f-Caferiyye g-Zeydiyye gibi zamanımızda İslam coğrafyasında yaşayan fıkıhi / ameli mezheplerdir. Bunlardan ilk dördü mensupları adediyle ve kültürel olarak çok bahsedildiği için meşhurdur. Caferiyye İranlıların, Zeydiyye ise Yemenlilerin mezhebidir.

5-BİR MEZHEBE GİRMEK ZORUNLUMUDUR: Bilinen mezhep imamlarından hiç birisi “Ey ahali ben bir mezhep kurdum gelin bana uyun “diye bir ilanda bulunmamışlardır. Bilakis ” herkes araştırsın, size göre en güzel ne ise ona uyun “demişlerdir.

 Mezheplerin kurumlaşması/şekillenmesi şöyle olmuştur. Umum halk için Mecelle de-Osmanlı hukuk anayasası- şöyle bir kaide vardır;”Avamın /halkın mezhebi müftünün fetvasıdır “ yani, halktan birisinin dini bir sorunu varsa bir din âlimine / müftüye gider sorununu anlatır, müftü nasıl fetva verdi ise ona göre hareket eder. Bu onun mezhebi olur.

Yüzlerce binlerce kişinin binlerce sorularına verilen binlerce cevap o yörenin mezhebi haline gelir. Tabii bu binlerce soru ve fetvanın yazılması başkalarına öğretilmesi netice de o mezhebin yayılmasına ve meşhur olmasına sebep olmuş olur. Buna bölgesel farklılıkları ve siyasetin etkisini de unutmamak gerekir. Bazı mezhepler siyasetin yardımı ve desteği ile belli bölgelerde daha çok hâkim olmuşlardır. Osmanlı idaresinin Hanefi mezhebini, İran devletinin Şia/Caferi mezhebini kolladıkları gibi…

Tarihten bu günkü meşhur mezhepler böyle oluşmuştur. Dolayısıyla, şu mezhep şu mezhepten daha iyidir, daha sevaplıdır diye bir hüküm konulamaz. Aksi takdirde Müslümanlar arasında haksız rekabet ortaya çıkar. Her işte olduğu gibi DİN İŞLERİNDE  DE HAKSIZ REKABET HARAMDIR, YASAKTIR.

Onun için bugün yeni yetişen nesle din adamları, vaizler bizim mezhebimiz şudur diye öğrettiklerinden her bölge insanı kendisine öğretilen mezhep bilgileri istikametinde bir mezhebe mensup olduğunu söyler durur. Yoksa hiçbir kimse kendi mezhebini kendisi seçmiş değildir…

Bu konuya devam edeceğiz…