CHP İnegöl’de sular durulmuyor. Son aylarda parti içinde yaşanan tartışmalar ve anlaşmazlıklar nedeniyle tutuklanmalara varan sürecin içinden geçen CHP’de sürpriz bir gelişme daha yaşandı.
CHP İnegöl Teşkilatı'na üye Ayhan Yalçınkaya, Hüseyin Çavdar ve Hatice Yılmaz, Türk milleti adına T.C İnegöl 2. Sulh Mahkemesi’ne başvurarak, CHP İnegöl İlçe Başkanlığı, CHP Bursa İl Başkanlığı ve CHP Genel Merkezi'ne dava açmıştı.
CHP kongre delegelerinden kongre için toplanan imzaların kayyum davasında kullanıldığı öğrenildi. Dava dilekçesinde CHP’nin son yerel seçimde elde ettiği zaferlere atıfta bulunan 3 parti delegesi, CHP ilçe yönetiminin ise İnegöl’de başarısız olduğunu iddia etti. CHP’nin İnegöl’de 4. parti konumuna gerilediğini iddia eden davalılar, bunun üzerine olağanüstü kongre yapılmasına yönelik attıkları adımları da tek tek anlattı.
İnegöl 2. Sulh Mahkemesi'ne açılan dava dilekçesinde şu ifadelere yer verildi; “Kongre yapılmaması sebebiyle mevcut 377 delegenin vefat ve istifalar ile 9 tanesinin delegeliği düştükten sonra bugün itibariyle halihazırda 368 delegemiz mevcuttur. 368 delegenin 201 tanesi tarafından noterden seçim gündemli olağanüstü kongre talepli imza toplanmıştır. Bu imzalar ilçe başkanlığına teslim edilmiştir. Tüzük ile yönetmelikteki 45 günlük süre içinde toplantı yapılması emredici hüküm olarak düzenlenmesine rağmen, ilçe başkanlığı toplantı yapmak üzere çağrıda bulunmamıştır. İlçe başkanı yapmış olduğu basın toplantısı ile bazı delegelerin imzasını geri çektiğini belirterek, bu sebeple kongre yapmayacağını açıkça beyan etmiştir. Bilindiği üzere imzalar toplanmakla, hukuken artık olağanüstü kongre yapma zorunluluğu doğmaktadır. Sonradan imzaların geri çekilmesi, önceden doğan bu hukuki durumu değiştirmemektedir.”
İMZALARIN GERİ ÇEKİLMESİ DOĞRU DEĞİL
Davalılar ilçe yönetiminin hukuka aykırı bir şekilde noter imzalı dilekçeyi yok saydıklarını, Bursa İl Başkanlığı ile CHP Genel Merkezi'nin bu duruma seyirci kaldıklarını iddia ederek, “imzaların çekildiği iddiası doğru değildir. İlçe başkanı imzaları çektiğini iddia ettiği isimlerin kim olduğunu, bu imzaların nasıl çekildiğini ve kaç delege tarafında çekildiğini söylememektedir. Tüzük m. 43 ile Yönetmelik m.31”'in 6. fıkrasına göre, toplantı çağrısı yapılmadığı takdirde, üst örgüt yönetim kurulu olağanüstü kongrenin toplanmasını ve yapılmasını sağlamakla görevlidir. Bu sebeple Bursa il başkanlığından bu görevini yerine getirmesi için talepte bulunulmuştur. Aynı zamanda MYK de üst örgüt yönetim kurulu niteliğinde olduğundan, bu talep MYK'ye de iletilmiştir. Lakin üst yönetimler de olağanüstü kongre kararı almamışlardır.”
KAYYUM YÖNETİMİ ATANMASI TALEBİ
CHP parti tüzüğüne ve hukuka aykırı hareket edildiğini öne sürülerek açılan davada kayyum yönetimi talebine ilişkin yapılan itirazda ise şu ifadelere yer verildi; “Salt çoğunluktan fazlası olan 201 kişinin seçim gündemli talebine ve Tüzük ile Yönetmelikteki 45 günlük süre içinde toplantı yapılması emredici hüküm olarak düzenlenmesine rağmen, ilçe başkanlığı, il başkanlığı ve MYK tarafından toplantı yapmak üzere çağrıda bulunulmamıştır. Hukuka aykırı olarak kongre yapılmaması sebebiyle işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur. Yukarıda açıklamış olduğumuz sebeplerle; Olağanüstü kongre yapılması için izin verilmesi talebimizin kabulüne, Olağanüstü kongre yapılması iş ve işlemlerinin hukuka uygun olarak yönetilmesi için aşağıda bilgileri belirtilen parti üyelerinin heyet olarak görevlendirilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz." şeklinde beyanda ve talepte bulunmuştur” denildi.
MAHKEMEDEN YETKİSİZLİK KARARI ÇIKTI
İnegöl 2. Sulh Mahkemesi, siyasi parti ilçe başkanlığı genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırmak üzere kayyum atanması istemine ilişkin açılan davayı kararı bağladı.
Gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi; “Mevzuat hükümleri ve yüksek yargı kararları ile dava konusu talebin mahiyeti birlikte değerlendirildiğinde; dernekler hakkında üyeleri açtığı davalara ilişkin derneğin merkezinde görülmesine yönelik yetki kuralının kesin yetki kuralı olduğu, şubenin ya da ilçe teşkilatının genel kurulunun toplanmasına ilişkin kayyum tayini davalarının da bahsedilen kural gereğince kesin yetki kurallarının uygulanmasının zorunlu olduğu, dernekler ile ilgili mevcut bu hükümlerin siyasi partiler hakkında da uygulanması gerektiği, özel hukuk tüzel kişiliğinin siyasi parti genel merkezinde bulunduğu, il ve ilçe teşkilatlarının bağımsız tüzel kişiliklerinin bulunmadığı ve tüzel kişiliği bulunan parti genel merkezinin de davalı olarak hasım gösterildiği eldeki davada, davalı Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezinin Siyasi Partiler Kanunu uyarınca Ankara'da bulunduğu, uyuşmazlığın çözümünde parti merkezinin bulunduğu yer olan Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kesin yetkili olduğu (Emsal nit; Gaziantep BAM 1.HD 2022/807E-2022/554 K), bu nedenle uyuşmazlığın Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi'nce çözümlenmesi gerektiği anlaşılmış ve kamu düzenine ilişkin, kesin yetki niteliğini taşıması ve dava şartı olması nedeni ile davanın her aşamasında resen nazara alınabileceği gözetilerek; dilekçeler aşaması yetkili mahkemede tamamlanmak üzere dosyanın bu hali ile yetkili mahkemeye gönderilmesinin herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermeyeceği de ( Emsal nit; İstanbul BAM 6.HD 2024/1164E-2029 K) görülmekle, kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu yönü ile davanın usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine, davaya bakmaya yetkili mahkemenin Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” denildi.
DAVA ANKARA’YA TAŞINACAK MI?
Parti içinde değişimden yana olan muhalif isimlerin çıkan mahkeme kararından sonra nasıl bir tutum takınacakları ise merak konusu oldu. Israrla kongre isteyen bazı delegelerin sonuna kadar mücadeleye devam etme yönünde eğiliminde olduğu öğrenildi.
Davanın İnegöl’den Ankara’ya taşınıp taşınmayacağı ise henüz bilinmiyor. Ancak CHP Genel Merkezi'ne kayyum atanması davasının da yakından takip edildiği, hamlelerin olası bir kayyum atanmasına göre şekillenebileceği de konuşuluyor.
