Tekstil ve otomotiv sektöründen sonra şimdi de İnegöl mobilya sanayisi adeta çöküşe sürükleniyor. Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı çarpıcı konuşmada, Bursa'nın ekonomik çöküşünü rakamlarla gözler önüne serdi, hükümete sert sözlerle yüklendi.

Kayışoğlu’nun konuşmasında şu ifadelere yer verdi; Bursa, Türkiye’nin 4. büyük şehri, ihracatta ise 3. sırada yer alıyor. Üretimde, katma değerde, dış ticarette ve istihdamda ülke ekonomisine çok önemli katkılar sağlayan Bursa, maalesef son yıllarda can çekişiyor. Sanayici, işçi, çiftçi zor durumda; “Batıyoruz, bitiyoruz!” diye haykırıyorlar ama yetkililerden duyan yok.

Önce Bursa’da tekstilciler alarm vermeye başladı. Artan maliyetlere daha fazla dayanamadılar ve sıra sıra, başta Türkiye Cumhuriyetleri olmak üzere, göç etmeye başladılar. Ardından otomotiv sektörü daraldı, işçi çıkarmalar başladı. Şimdi ise Türkiye’nin önemli üretim merkezlerinden biri olan İnegöl’de mobilyacılar can çekişiyor.

2024 yılında yalnızca tekstil sektöründe 7.500 işçi işten çıkarıldı. Türkiye genelinde, 2025 Nisan ayı itibarıyla toplam 444 firma konkordato başvurusunda bulundu. Bunların 158’i Bursa merkezli. 2024 yılında mobilya sektörü; yüksek enflasyon, artan maliyetler ve düşen tüketici harcamaları nedeniyle ciddi bir kriz yaşıyor. Mobilya üretiminde kullanılan hammadde maliyetleri sürekli artarken, iç pazarda daralma yaşanıyor. Yüksek faiz oranları nedeniyle finansmana erişim zorlaşıyor, mobilyacılar birer birer kepenk indiriyor. Yalnızca 2024 yılında İnegöl’de 221 firma kapandı. Kapanmayanlar da üretim kapasitelerini düşürmek zorunda kaldı. Uzun yıllardan sonra ilk kez mobilya sektörü daralma sürecine girdi.

Bu sorunun temel nedenlerini sıralayacak olursak: İlk sırada hammadde — yani sunta, tekstil, enerji, elektrik ve doğalgaza gelen sürekli zamlar. İkinci sırada yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak tüketici talebinin azalması yer alıyor. Üçüncüsü ise düşük kur politikası nedeniyle yurtdışında rekabet gücünün kaybedilmesi. Yüksek faiz oranları finansman krizine yol açıyor. Mobilyacılar, “Hammadde alacağız, kredi kartına taksit yapmak istiyoruz ama taksit sınırı nedeniyle alamıyoruz,” diyor.

Çok çarpıcı bir veri paylaşacağım: İnegöl, 2023 yılında 1 milyar 482 milyon dolarlık mobilya ihracatı gerçekleştirmiş. Peki 2024 yılında ne olmuş dersiniz? İhracat %50 azalarak 800 milyon doların altına düşmüş. Yani sadece bir yılda 700 milyon dolar kayıp yaşanmış. Çünkü Avrupa pazarlarını maalesef kaybediyoruz. İç piyasada da benzer bir daralma söz konusu; tüketici talebi %50’nin altına düşmüş durumda. İnsanlar karınlarını doyurmakta zorlanırken mobilya tüketimi doğal olarak en sona bırakılıyor.

Ülkemizde yaşanan ağır demokrasi krizi, itibarımızı yerle bir ediyor. Dün, Bursa’nın önemli sanayicilerinden Yalçın Aras bir mesaj paylaştı. Diyor ki: “Uluslararası bir fuara katılacağız. Paramızı yatırmışız, hazırlıklarımızı yapmışız. Oraya ekip göndereceğiz ama vize alamıyoruz. Ya da yurt dışından bir makine almışız, üretim için teknik ekip getireceğiz ama vize verilmiyor.” Sanayicinin düştüğü bu durum, hepimizin gururunu incitmelidir.

Artık ülkemizde beyin göçü gibi üretim göçü yaşanıyor. Bu hepimizin sonu demektir. Sonuçta ne oluyor? 2024 yılında İnegöl’de 22 firma konkordato başvurusunda bulunmuş, bunlardan 14’ü toparlayamayıp iflas etmiş ve kapanmış. 2025 yılı içinde, Nisan ayına kadar 11 firma daha konkordato talebinde bulunmuş.

Bütün bunların sebebi ne mi? Elbette ki “tek adam rejimi”, “her şeyi ben bilirim” anlayışı, “en iyi ekonomist benim” yaklaşımı ve üretimi değil rantı, faizcileri destekleyen yanlış politikalar. Bu yaklaşım ülkemizi hem nitelikli beyin göçüne hem de üretim göçüne sürükledi. Sonuç olarak ihracat azalıyor, üretim düşüyor, firmalar iflas ediyor, binlerce işçi işsiz kalıyor. Bu da mutsuz bireyler, huzursuz bir toplum, artan uyuşturucu kullanımı ve suç oranları demektir.

Peki çözüm yok mu? Elbette var. Türkiye'nin bir parçası olan Cumhuriyet Halk Partisi, ülkemizi aydınlığa çıkaracak liyakatli kadrolara, politik anlayışa ve çözüm önerilerine sahiptir. Bu yüzden, önümüzdeki sandıkta, 15,5 milyon insanın iradesiyle cumhurbaşkanı adayı yaptığımız Ekrem İmamoğlu’nu, başkan olarak yanımızda görmek istiyoruz.

Kaynak: Haber merkezi