Kefir yüksek besin değerine sahip olması ve içerdiği probiyotikler sebebi ile sindirim ve bağırsak sağlığı için de oldukça faydalıdır.

Birçok insan kefirin yoğurttan daha sağlıklı olduğuna inanıyor.

Bilimsel araştırmaların da desteklediği, kefirin faydaları şunlardır:

1. Kefir İhtiyaç Duyulan Birçok Besin Kaynağını İçerir

Kefir, bilindiği üzere inek sütü veya keçi sütü kullanılarak yapılan fermente bir içecektir.

İnek veya keçi sütüne kefir taneleri eklenerek kefir yapılır. Bu taneler tahıl değildir. Görünüşleri karnabaharı andıran maya ve laktik asit bakterisi kolonileridir.

Kefir mayası yaklaşık 24 saatte çoğalarak sütteki şekerleri fermente eder ve sütü kefir hâline getirir. Ardından yüzeyde kalan taneler sıvıdan çıkarılır ve tekrar kefir yapmak için kullanılabilir.

Buradan da anlaşılacağı üzere kefir bir içecektir, kefir taneleri ise içeceği üretmek için kullanılan başlangıç ​​mayasıdır.

Kefir, Batı Avrupa, Rusya ve Güneybatı Asya’nın bazı bölümlerin ilk olarak üretilmiş ve buradan dünyaya yayılmıştır.

Kefir adı, Türkçedeki yemekten sonra kendini iyi hissetmek anlamında kullanılan” keyif” kelimesinden türetilmiştir.

Tanecik halindeki laktik asit bakterileri, sütün laktozunu laktik aside dönüştürür. Bu yüzden kefirin tadı ekşi bir yoğurdu andırırken, kıvamı da yoğurda göre biraz daha incedir.

175 miligram (6-ons) bir porsiyon az yağlı kefirin içinde aşağıdaki vitamin ve mineraller vardır:

  • 4 gram protein
  • Günlük kalsiyum ihtiyacının % 10’u
  • Günlük fosfor ihtiyacının % 15’i
  • Günlük B12 vitamini ihtiyacının % 12’si
  • Günlük riboflavin (B2) ihtiyacının % 10’u
  • Günlük magnezyum ihtiyacının % 3’ü
  • D vitamini

Bunlar ek olarak kefir, kullanılan süte göre değişmek ile birlikte 100 kalori, 7-8 gram karbonhidrat ve 3-6 gram yağ içermektedir. Ayrıca kefir, sağlınızın korunmasına katkıda bulunan organik asitler ve peptitler de dahil olmak üzere çok çeşitli biyoaktif bileşikler içerir.

Kefir sadece süt kullanarak üretilmeyebilir. Kefirin süt içermeyen versiyonlarında Hindistan cevizi suyu, Hindistan cevizi sütü veya diğer tatlı sıvılar kullanılabilir. Ancak bu şekilde üretilen kefirler, süt kullanılarak üretilen kefir ile aynı besin profiline sahip olmayacaktır.

ÖZET

Kefir, kefir tanecikleri kullanılarak üretilen fermente bir süt içeceğidir. Kefir, zengin bir kalsiyum, protein ve B vitamini kaynağıdır.

2. Kefir, Yoğurttan Daha Güçlü Bir Probiyotiktir

Bazı mikroorganizmalar vücudunuza alındığı zaman sağlığınız üzerinde yararlı etkilere neden olabilir.

Probiyotik olarak bilinen bu mikroorganizmalar, besinleri kolayca sindiriminize, kilo yönetiminde dizginleri elinize almanıza ve zihinsel sağlığınıza yardımcı olmak sureti ile vücut sağlığınızı çeşitli şekillerde etkileyebilirler.

Yoğurt, Batı ülkelerinin beslenme düzeninde en iyi bilinen probiyotik besindir. Ancak kefir aslında yoğurttan çok daha güçlü bir kaynaktır.

Kefir mayası, 61 çeşit bakteri ve maya türü içerebilir. Türleri çeşitlilik gösterse de, içerdiği bakteriler onları çok zengin ve çeşitli bir probiyotik kaynağı yapar.

Fermente süt ürünlerini her yerde bulabilirsiniz ancak bu ürünler maya içermez.

ÖZET

Kefir, 61 farklı mikroorganizma içerebilir. Bu, kefirin birçok fermente süt ürününden çok daha güçlü bir probiyotik kaynağı olmasını sağlar. Kefirin vücudunuza pek çok faydası vardır.

3. Kefir Antibakteriyel Özelliklere Sahiptir

Kefirin içeriğinde mevcut olan bazı probiyotiklerin vücut için enfeksiyonlara karşı koruma sağladığına inanılmaktadır.

Bu probiyotiklerden bir tanesi sadece kefire özgü olan probiyotik Lactobacillus’tur.

Çalışmalar bu probiyotiğin, Salmonella, Helicobacter pylori ve E. coli (8, 9) dahil olmak üzere vücudumuz için zararlı olan çeşitli bakterilerin büyümesine engel olabileceğini göstermektedir.

Kefirde bulunan ve bir çeşit karbonhidrat olan Kefiran da antibakteriyel özelliklere sahiptir.

ÖZET

Kefir, vücudu zararlı bakterilere karşı koruyan probiyotik Lactobacillus kefiri ve karbonhidrat kefiran içerir.

4. Kefir, Kemik Rahatsızlıklarınızı İyileştirebilir ve Osteoporoz Riskini Düşürebilir

Osteoporoz, kemik dokusunun bozulması olarak tanımlanır. Bu rahatsızlık Batı ülkelerinde yaşayan insanlar için büyük bir sorun teşkil etmektedir.

Osteoporoz, özellikle yaşlı kadınlar arasında yaygındır ve kemiklerinizin kolay kırılma ihtimalini önemli ölçüde yükseltir.

Kemiklerinizin kırılmasının önüne geçmek için vücudunuza yeterli miktarda kalsiyum almanız gerekir. Bu sayede hem kemiklerinizi daha sağlıklı bir duruma getirmiş olursunuz, hem de osteoporozun ilerlemesini yavaşlatmış olursunuz.

Kefir harika bir kalsiyum kaynağıdır. Aynı zamanda kalsiyum metabolizmasının etkin bir şekilde çalışmasında kilit rol oynayan K2 vitamini deposudur. K2 vitamini ile vücudunuzu takviye etmeniz, kemiklerinizdeki kırık riskini % 81’e kadar düşürmenizi sağlayacaktır.

Son zamanlarda hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, kefirin kemik hücrelerindeki kalsiyum emilimini arttırdığını ortaya koymuştur. Bu durum, kemiklerinizin yoğunluğunu inanılmaz derecede attırarak kemik kırılmalarının da önüne geçmenizi sağlamaktadır.

ÖZET

Süt ürünlerinden yapılan kefir mükemmel bir kalsiyum kaynağıdır. Tam yağlı süt kefirinde ayrıca K2 vitamini de bulunur. Bu iki mineralin kemiklerinizin sağlığı için büyük yararları vardır.

5. Kefir Kansere Karşı Koruyucu Olabilir

Kanser, dünyadaki en yaygın ölüm nedenlerinden birisidir. Kanser vücudunuzdaki anormal hücrelerin kontrol edilemez bir şekilde büyümesi sonucu oluşan öldürücü bir hastalıktır.

Kefirin faydaları arasında sayılan probiyotik içeriğinin, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek tümörün büyümesini yavaşlattığına inanılmaktadır.

Bu nedenle kefirin, vücudun kanserle savaşması için ona yardım ettiğini iddia etmemiz gerçeklikten çok da uzak olmaz.

Kefirin sağladığı bu koruyucu rol birçok kez çeşitli deneysel çalışmalarda da ispat edilmiştir. Bu çalışmaların birinde kefir ekstresinin insandaki meme kanseri hücre sayısını %56 oranında düşürdüğü tespit edilmiştir. Buna karşın, benzer bir fermantasyon yöntemi ile elde edilen yoğurt ekstresi için bu oran neredeyse % 14’lere kadar düşmektedir.

Bununla birlikte, üstte de belirttiğim gibi bu çalışmalar hayvanlar üzerinde yapılmış olan çalışmalardır. Kesin sonuçlara varılmadan önce bu deneylerin insanlar üzerinde de yapılması gerektiğini belirtmekte fayda var.

ÖZET

Bazı tüp ve hayvan çalışmaları kefirin kanser hücresi büyümesini engelleyebileceğini gösteriyor. Ancak bu tezi destekleyecek, insanlar üzerinde yapılmış güncel bir çalışma bulunmamaktadır.

6. Kefir İçindeki Probiyotikler Çeşitli Sindirim Sorunlarına Çözüm Olabilir

Kefir gibi probiyotikler bağırsağınızdaki yararlı bakterilerin dengesini düzeltmeye yardımcı olabilir. Bu sebeple kefir ishal tedavisinde oldukça etkilidir.

Buna ek olarak elde edilen birçok sağlam veri, probiyotiklerin ve probiyotik içeren yiyeceklerin birçok sindirim sorununu hafifletebileceğini ortaya koymaktadır.

Bu sindirim rahatsızlıkları arasında irritabl bağırsak sendromunu (IBS) ve helikobakter pilori (midede bulunan bir bakteri çeşidi) enfeksiyonunun neden olduğu ülserler sayılabilir.

Bu yüzden sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklarınız olduğu takdirde, kefir size ihtiyacınız olan yardımı sağlayacaktır.

ÖZET

Kefir gibi probiyotikler çeşitli ishal rahatsızlıklarını tedavi etmek için kullanılabilir. Ayrıca çeşitli sindirim sistemi hastalıklarında da iyileşmelere yol açabilir.

7. Kefirin Laktoz Değeri Düşüktür

Her zaman tükettiğimiz süt içeren gıdaların içiriğinde laktoz adı verilen doğal bir şeker mevcuttur.

Birçok insan, özellikle de yetişkinler laktozu midesinde düzgün bir şekilde parçalayıp sindiremez. Bu durumun yol açtığı rahatsızlığın tıp terminolojisindeki adı laktoz intoleransıdır.

Kefir ve yoğurt gibi fermente süt ürünlerinde bulunan laktik asit bakterileri laktozu laktik aside dönüştürür.

Bu yüzden bu yiyeceklerde bulunan laktoz değeri sütte bulunan laktozdan çok daha düşüktür. Ayrıca bu tür besinler laktozu tamamen parçalamaya yardımcı olabilecek enzimler de içerirler.

Kefir, bu sebeple, normal süte oranla daha az laktoz içerdiği için laktoz intoleransı olan kişilerce tereddüt etmeden tüketilebilir.

Bununla birlikte Hindistan cevizi suyu, meyve suyu veya süt ürünü olmayan başka bir içecek türü kullanarak %100 laktoz içermeyen kefir yapmanın mümkün olduğu da aklınızın bir köşesinde olsun.

ÖZET

Kefir laktoz bakımından oldukça düşüktür. Bunun sebebi, kefirin içinde bulunan laktik asit bakterilerinin laktozu önceden sindirmiş olmasıdır. Laktoz intoleransı rahatsızlığı olan kişiler sıklıkla kefir tüketebilir.

8. Kefir Alerji ve Astım Belirtilerini İyileştirebilir

Alerjik reaksiyonlar, bazı gıdalara veya maddelere karşı vücudun verdiği enflamatuar (iltihap yapan) tepkiler sebebi ile meydana gelir.

Aşırı duyarlı bir bağışıklık sistemine sahip kişilerin astım gibi rahatsızlıkları tetikleyebilecek alerjilere maruz kalması daha yaygındır.

Hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen çalışmalarda, kefirin alerji ve astıma bağlı enflamatuar tepkileri baskıladığı tespit edilmiştir.

Yine de, bu iddia edilen etkilerin gerçek olduğundan % 100 emin olmak için bu araştırmaların insanlar üzerinde de gerçekleştirilmesi gerekir.

ÖZET

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarından elde edilen sınırlı kanıtlar, kefir içmenin alerjik reaksiyonları azaltabileceğini göstermektedir. Ancak bu çalışmalar insanlar üzerinde yapılmadığı için henüz geçerliliği yoktur.

9. Kefir Evde de Hazırlanabilir

Marketlerde ve alışveriş merkezlerinden satın alınan kefirin kalitesi konusunda şüpheleriniz var ise, kefiri kendi evinizde kolayca yapabilirsiniz.

Taze meyveler de eklerseniz, kefir size sağlıklı ve lezzetli bir tat sunar.

Kefir mayası, kefir üretiminin en önemli unsurudur. Kefir mayasını aktar ve süpermarketlerde bulabilir, hatta online olarak bile sipariş edebilirsiniz.

Aslına bakarsanız kefir yapımı çok basittir. Kefir yapımı şöyledir:

  • Küçük bir kavanoza 1-2 çorba kaşığı (14–28 gram) kefir mayası koyun. Ne kadar çok maya kullanırsanız, kefir o kadar hızlı oluşur.
  • Daha sonra kavanoza yaklaşık 2 bardak (500 mi) süt ekleyin. Otla beslenen ineklerden sağılan süt en sağlıklı olan süt olduğu için organik ve çiğ sütü tercih etmeniz sizin için daha iyi olabilir. Kavanozun üstünde 1 inç (2,5 cm) kadar boşluk bırakın.
  • Daha kalın kaymaklı bir kefir istiyorsanız, karışıma tam yağlı krema ekleyebilirsiniz.
  • Kapağı tam olarak kapatmadan oda sıcaklığında 12–36 saat bırakın. Hepsi bu kadar!

Kefiriniz kümelenmeye başladığı zaman hazır olmuş demektir. Sıvıyı yavaşça süzdükten sonra, orijinal kefir taneleri süzgecin (süzgeç metal olmamalı) üzerinde kalacaktır. Bu tanecikleri bir dahaki kefir yapımında kullanmak üzere biraz sütle yeni bir kavanoza koyabilirsiniz.

Özetlemek gerekir ise, dışarıda satılan kefirin kalitesinden şüphe ediyorsanız kefir taneleri ve süt kullanarak ev yapımı lezzetli, besleyici kefirleri kolayca elde edebilirsiniz.

SONUÇ

Kefir, birçok kişi tarafından tüketilen yoğurtla karşılaştırılabilecek kadar koyu kıvama sahip, fermente edilmiş sağlıklı bir gıdadır. Bu ürün geleneksel olarak mandıra sütünden yapılıyor olsa da, süt ürünleri içermeyen birçok seçeneği de mevcuttur.

Kefir ile ilgili yapılan araştırma ve çalışmalar, kefirin bağışıklık sisteminizi güçlendirdiğini, sindirim sorunlarını gidermede yardımcı olduğunu, kemik sağlığını iyileştirdiğini, hatta vücudun kanser ile savaşmasında bile yardımcı olduğunu gösteriyor.

Bu kalsiyum deposu besini siz de tüketmek istemez misiniz? O halde, bugünden itibaren güne kefir içerek başlayın!

Kaynak: HABER MERKEZİ