Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı üçüncü dalgayı da tamamladı ve sahte e-imza skandalına ilişkin 123 kişilik bir iddianameyi sonuçlandırdı.

Soruşturma dosyasına göre, yasa dışı biçimde hazırlanan elektronik imzalar kullanılarak bazı kişilerin sürücü belgesi sınav sonuçları üzerinde oynandığı, yine aynı yöntemle mesleki yeterlilik belgeleri üretildiği belirlendi. Bu kapsamda örgütün yöneticisi olduğu öne sürülen Ziya Kadiroğlu ile 18 örgüt mensubunun da aralarında yer aldığı toplam 123 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.

"Suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "suç örgütüne üye olma", "resmi belgede sahtecilik" "Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Hizmetleri Hakkında Kanuna Muhalefet", "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak", "bilişim sistemindeki verileri bozma yok etme, erişilemez kılma, sisteme veri yerleştirme" ve "bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama" suçlarından hazırlanan iddianame, birleştirme talebiyle Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi.

Sahte e-imza düzenleyenlere yönelik üçüncü dalga soruşturmada, ilk kez fiziki olarak şüphelilerin belge oluşturduğu ve bu mesleki eğitim sertifikasıyla işletme açıldığı belirlendi.

Kadiroğlu’nun örgütün lideri olarak hareket ettiği, gruptaki kişilere yönlendirmelerde bulunduğu, belirli aralıklarla bir araya gelerek görev paylaşımı yaptığı ve bu süreçte kişiler için kod adları belirlediği belirlendi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 7 Ocak’ta başlattığı soruşturmada, bazı kamu yöneticilerine ait e-imzaların kopyalanması ve çeşitli belgeler için sahte e-imza üretimi yoluyla sistemlere izinsiz giriş yapıldığını ortaya çıkarmıştı. Bu girişimler sayesinde sürücü belgelerinden sahte lise ve üniversite diplomalarına kadar birçok belge düzenlendiği tespit edildi.

Soruşturmada ayrıca sanıkların, BTK Başkanı ve yardımcısının yanı sıra YÖK Eğitim ve Öğretim Başkanı ile 14 farklı üniversitede görevli Öğrenci İşleri birimi çalışanlarına ait e-imzaları da ele geçirip kopyaladıkları anlaşıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 134 sanık hakkında "Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Hizmetleri Hakkında Kanuna Muhalefet", "resmi belgede sahtecilik", "bilişim sistemine girme" ve "verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme" suçlarından iddianame düzenlenerek, 6 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

Ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ikinci dalga soruşturma kapsamında 30 Temmuz'da aynı suçlardan 65 kişi hakkında da iddianame hazırlayıp Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesine göndermişti.

Mahkeme, aynı suçtan 65 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin, mevcut dava dosyasıyla birleştirilmesine karar vermiş böylece davada sanık sayısı 199'a yükselmişti.

Öte yandan Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesince görülen davanın 10 Ekim'deki duruşmasında, sanıklar Ziya Kadiroğlu, Mıhyedin Yakışır, Yalçın Maraşlı, Gökay Celal Gülen ve Taner Dağhan'ın adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Sanıkların serbest bırakılmasına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etmiş, itirazı yerinde gören nöbetçi ağır ceza mahkemesi, sanıkların tutuklanmasına hükmetmişti.

DDK inceleme başlatmıştı

Devlet Denetleme Kurulu (DDK), 16 Ekim'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla kamu hizmetlerinin sunulmasında güvenin korunması, her türlü suistimale ve hukuksuzluğa karşı etkili şekilde mücadele adına sahte e-imza iddialarıyla ilgili inceleme başlatmıştı.

DDK, söz konusu elektronik imza sürecinin ve ilgili kamu kurumlarının bilgi sistemlerinin güvenliğinin sağlanmasına yönelik alınan tedbirlerle yapılan işlemler hakkında kapsamlı inceleme ve araştırma yapıyor.

Kaynak: Ekonomim