Geçen gün Diyarbakır yine bombalandı. Failler hep aynı mazlumlar ise değişken. Bu sefer başka mazlumlar öldü. Polislerimiz şehid oldu. 4 yaşındaki Utku hayata gözlerini yumdu. O şirin yavrucağı PKK öldürdü. PKK´ya istihbarat sağlayan FETÖ öldürdü. Sırtını PKK´ya dayadığını söyleyen Figen Yüksekdağ öldürdü. Onun Eşbaşkanı Demirtaş öldürdü. 

Tabi bunlar hep tel maşa. Bu maşalara odaklanırsak yine meseleyi eksik anlarız. Yine hakikati ıskalarız.

Bu maşaları bu hain şebekeleri mevki, makam, para ile boyunduruk altına alan America´yı ıskalarız. AB´yi ıskalarız. Müslüman feraset sahibi olur. Araya ne kadar perde çekerlerse çeksinler, hakikati ne kadar örterlerse örtsünler Müslümanın ferasetinden asla gizlenemezler.

Bu millete Osmanlı´nın son zamanlarından beri rahat yüzü göstermeyen, kaos ve kargaşa ile burnuna halkayı takıp çekiştiren batı 15 Temmuz´dan sonra halkayı burnundan söküp atan, sökerken burnunu parçalayıp acı içinde feveran eden ama özgürlüğü uğruna, bağımsızlığı uğruna bunu hiç gözünü kırpmadan yapan bu millete yenilmiştir.

İşte bu yüzden devamlı surette America ve Avrupa basınında dergi ve gazetelerinde, tv lerinde Türkiye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan aleyhinde bir sürü kara propagnada, tezvirat yapmaktadırlar. Darbeyi beceremedikleri için, bu ülke yönetimine el koyamadıkları için Türkiye´yi avuçlarından kaçırdıkları için bu öfke bu kin.

Siz hiç Tanzanya Cumhurbaşkanını sürekli Avrupa ve America dergilerinin kapağında (iyi ya da kötü farketmez) herhangi bir habere konu olarak gördünüz mü? Ya da Tanzanya devleti ile alakalı iyi ya da kötü bir haberin dergi kapaklarından yahut gazetelerin 1.sayfasından girildiğini ve bunu sürekli bir alışkanlıkla yaptıklarını ya da Avrupa havaalanlarında “Dikkat ! Tanzanya´da 15 altı kızları fuhuşa zorluyorlar” gibi abukça bir yazı geçildiğini gördünüz mü.?! Göremezsiniz çünkü Tanzanya´yı kimse iplemez. Türkiye ve Erdoğan sözkonusu olunca başka. 

Peki neden bu kadar ilgililer bizimle ? Çünkü artık karşılarında şak emir verince tak diye yapan bir ülke yok. Emir kulu bir ülke yok. ABD´nin önceki büyükelçilerinden James Jeffrey´in geçen gün söylediği şu cümle manidar, “Türkiye eskiden Mısır gibi Suudi Arabistan gibi dediğimizi yapan bir ülkeydi. Erdoğan bizi dinlemiyor.” Evet Erdoğan sizi dinlemiyor. Hatta Erdoğan diyor ki, “Biz bir tek Allah´ın önünde rükuya eğiliriz.” İşte onları endişelendiren bu iman, bu teslimiyet. Bu Allahsızlar küresel hegemonyalarına bakarak kendilerini Allah´ın yerine koyuyor ve tanrılık taslıyorlar. Kendilerine şerik asla kabul etmiyorlar. İstediklerini öldürüp istediklerini hayatta bırakıp Firavun´un tavrıyla tavır alıyorlar. Elbet her zaman olduğu gibi bir Musa geliyor ve yarıyor denizin ortasını. Şu sıkıntılı süreç denizin ortasından geçtiğimiz bir süreç ve sonunda biz karşıya geçeceğiz. Firavunlar ise denizin dibine batacak biiznillah...

Yeniden büyük Türkiye, güçlü ekonomisiyle meydan okuyan bir Türkiye hayalimize engel olamayacaklar. Ümmetin hayali ve beklentisi bir Türkiye´ye engel olamayacaklar.

Geçen gün bir arkadaşım bana yazmış, demiş ki, “15 Temmuz´da iş gereği Filipinler´de bulunuyordum. 16 Temmuz sabah öğrendik darbe girişimini. İş yaptığım şirkette bir Rus müdür vardı. Tabi olayın bizi ilgilendiren tarafları onu fazla ilgilendirmiyor. Adam aynen şunu söyledi: TL %7 değer kaybetmiş. Şu anda TL almanın tam zamanı. Yani TL´nin toparlanıp yükseleceğinden o kadar emin ki. Kendi kendime buruk bir gurur duymuştum.”

İşte bizi heveslendiren, azmimizi artıran haberler bunlar.

Bir de ülkemizde öyle asalaklar var ki tüm bu heveslerimize tuz biber oluyor, mide bulandırıyor. Güya sözüm ona bazı sanatçı müsveddeleri darbe girişimine karşı Yenikapı´da yapılan o muhteşem birlik ve beraberlik mitingine atıf yaparak bu mitinge katılan 5 milyon insana şov yapıyorlar diyerek iftira atıyor. Halkı alenen aşağılıyorlar.

Bu ülkede 80 yıldır sadece sanat yapan ve gerçekten sanatçı diyebileceğimiz kaç kişi geldi geçti ki !? Şimdilerde iki şarkı çığıranı sanatçı ilan ediyoruz. Oysa bu müsveddeler halkı aşağılamayı, yiyip, içip, def-i hacet etmeyi, ilişkiye girip haz için yaşamayı üstün bir meziyet sanıyorlar. Halkı aşağılamak dışında o diğer yaptıklarını zaten sokakta ki köpekte yapıyor. Kimse çıkıpta bu köpeklere sanatçı demiyor.

Bu büyük ve güçlü sel yolunu bulup tüm zincirlerini kırarak gürüldüyerek geliyor. Yepyeni, güneşli günlere doğru süratle akıyor. Bu selin karşısına geçen her kim olursa olsun savurup atıyor. Bu güçlü akışı Allah´ın izni ile kimse durduramayacak. Buna America´da, AB´de, Fetö, Pkk, Daeş, DHKP-C´de dahil. Reis ne diyor; “Göklerden gelen bir karar vardır...” Amenna...