Cemil Meriç…

O’nu anlatırken bırakın bizleri; satırların dahi saygı duruşunda bulunması lazım.

Çünkü o, Türk fikir adamları arasında en oturaklı makama sahip olanlarından.

Cemil Meriç fikir adamlığının yanı sıra önemli bir yazar ve çevirmendir.

Fransızcadan Türkçeye önemli çeviri eserleri var.

Yazdığı sayısız makalelerle Türk insanına ışık tutmuş, medeniyet kavramına yeni tanım getirmiştir.

Bir okuma tutkunuydu. Yeri gelir, günlük bir ya da iki kitap bitirirdi.

O derece yani.

Bunu ben demiyorum. Sosyoloji Profesörü kızı Ümit Meriç söylüyor;

“Babam, tam bir okuma aşığıydı. Zayıflayan gözlerine aldırmaksızın kitapları elinden düşürmezdi. Gece olunca masasını lambanın altına çeker, üzerine bir sandalye atar, çıkıp oturur ve öyle okurdu.”

Onun muhalif ve milliyetçi ruhu, lisedeyken okuldan kovulmasına neden oldu.

30’lu yılların başı… Hatay o zaman ayrı bir devlet.

Kendisi de, o dönemler Fransız düzeninde eğitim veren Antakya Sultani’sinde okuyordu.

Hocalarını ağır bir üslupla eleştirdi, on ikinci sınıftayken okuldan atıldı.

Diplomasını alamadı ve eğitimini devam ettirebilmek amacıyla Pertevniyal Lisesine başladı. Burada Nazım Hikmet’le tanıştı.

Çeşitli şehir ve beldelerde geçim sıkıntısı yüzünden öğretmenlik yaparken, bir yandan yazarlık kariyerini sürdürüyordu. Bu esnada Fevziye Menteşeoğlu’ya tanışıp evlendi.

1939 yılında Hatay hükümetini devirmek suçuyla tutuklanıp idamla yargılandı.

Bir yıl sonra davası düştü ve beraat etti. 

Büyük şans! Ya da Allah’ın hikmeti desek…

1940’ta İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulunda 2 yıl burs aldı.

Çevirmenliğe başladı. İlk çevirisi Balzac’ın “Altın Gözlü Kız” isimli eseri oldu.

Vay be!

1954 yılında gözlerini kaybetti. Tedavi için Paris’e gitse de, sonuç alamadı.

Ama kendini boşlamadı. Çevresindeki insanlara düşüncelerini sözlü olarak söyleyip, yazdırma yoluyla çalışmalarını sürdürdü.

Kabiliyet ve azim bir arada…

Kendisinin, herhangi bir ideolojinin mensubu olmadığını “Bu Ülke” isimli kitabında şu sözlerle anlatıyordu bize;

“Sol ve Sağ...Çılgın sevgilerin, şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit…”

Neşredilmiş 13 adet kitabı vardır.

En önemlileri; Jurnal, Kırk Ambar, Bu ülke, Umrandan Uygarlığa, Işık Doğudan Gelir ve Mağaradakiler’dir.

Cemil Meriç, 1983 yılında eşini kaybedince beyin kanaması geçirdi ve felç oldu.

Ancaaak

Onu felç bile durduramadı.

Yazdı… 

Yazdı…

Yazdı…

1984 yılında Işık Doğudan Gelir’i, 85’te ise Kültürden İrfana’yı yayınladı.

1987’de daha fazla dayanamadı bu yorgun bedeni ve 71 yaşında hayatını kaybetti.

Bugün Hatay’da bulunan bir kütüphane onun adını taşımaktadır.

Reyhanlı’daki evi müze olarak faaliyet göstermektedir.