Tarih 20 Temmuz 2011. Yer, İnegöl Atış Poligonu. Yemekler yenmiş, mideler dolu, zihin açık. Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, kendisine Ankara´da hayırlı olsun ziyaretine gelen kıymetli hemşehrilerine teşekkür ediyor.

O yıl Temmuz ayı epey sıcak, 2011 yılında gündem yoğun, FETÖ lideri terörist değil daha "Hocaefendi". Aziz Yıldırım "Şike" kumpasıyla cezaevine atılalı onyedi gün olmuş. Şimdinin kaçak darbecisi Zekeriya Öz memlekette ne kadar "cemaat karşıtı" varsa cezaevine atmakla meşgul.

Devlet Bahçeli "Fethullah Gülen cemaatinin tüm faaliyetleri durdurulsun." çağrısı yapıyor.

Hanefi Avcı´ya "Devrimci Karargâh Örgütü" adı altında 49 yıl ceza isteniyor. Generaller Özden Örnek, Halil İbrahim Fırtına ve Engin Alan tutuklanıyor. O yıl "Çözüm süreci" diye adlandırılan felaket süreci tüm hızıyla ilerliyor.BDP´li Sebahat Tuncel Diyarbakır´da başkomiseri tokatlıyor, bir başka BDP milletvekili taşla araçların önünü kesiyor. Terör örgütü PKK yöneticileri ile MİT temsilcileri arasında yapıldığı iddia edilen Oslo görüşmelerine ilişkin ses kaydı internet sitelerinde yayımlanıyor.

Cübbeli Ahmet Hoca tutuklanıyor. YGS´de şifre skandalı patladı binlerce öğrencinin geleceğinin çalındığı ortaya çıkıyor.

MHP Genel Başkan Yardımcılarının seks kasetleri internette yayınlanıyor. Cumhuriyet tarihinde ilk defa Genel Kurmay Başkanı istifa ediyor.

Hüseyin Şahin mazbatasını almış bir milletvekili olarak gayet rahattı. Hemşehrilerinin ilgisi kendisini sevindiriyordu. Öyle ya, milletvekili olmak herkese nasip olmazdı.

Kendisine Plan Bütçe Komisyonunda ve partide önemli görevler verildiğini anlatıyordu.  Omuzlarında bir yük hissediyordu elbette, zira kötü bir niyeti de yoktu. Sonra ne olduysa o kelimeler döküldü ağzından;

"Geçen hafta ilçe teşkilatından 16 -17 arkadaşımız Ankara´yı ziyaret etti. Ben çok memnun oldum. Gönül isterdi ki daha çok arkadaşımız gelsin. Gelen arkadaşlarla birlikte sayın Başbakanımızla beş dakikalığına bile olsa sohbet etmek imkanı bulduk. Fotoğraf çektirme imkanımız oldu. Teşkilattaki arkadaşlarım sayın Başbakanımıza yakınen sorular sordular, elini sıktılar. Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir. Ben bunu söylüyorum. Çünkü varlığı ile bile bizlere enerji veriyor. Çalışma tempomuz ne kadar yoğun olursa olsun artması için enerji veriyor."

Kısacası Sayın Şahin "Başbakan´a dokunmanın ibadet olduğunu" söylüyordu. Yerel ve ulusal basın konunun üzerine gittiler. Makyajını yapıp tv programlarında günlerce sakızın orucu bozup bozmadığı hakkında yorum yapan sevgili din alimlerimiz ise her zamanki gibi sus pus olmuşlardı. Konu gündemi günlerce meşgul etti ve unutulup gitti.

Ülkemizde siyaset yapmak için birilerine dokunma gereksinimi duyulması gayet normal. Zira insanlar gerekli liyakati taşımadıkları halde bulundukları makamları meşgul ettiklerinden dolayı, makamlarını korumak ya da bir üst makama çıkmak için birilerine dokunmak mecburiyetinde olurlar. Bu tıpkı "başrol yönetmenin yatağından geçer" kanununda olduğu gibi.

İnegöllü önemli bir aileye mensup ve başarılı bir işadamı olan sayın vekilimizin 2017 itibariyle hükümette aktif görev almasını bekliyorduk. Hangi siyasi partiden olursa olsun, İnegöl´den bir bakan çıkmasını tüm İnegöllüler ister. Ak Parti´de FETÖ dolayısıyla fazlasıyla elemeler olunca Hüseyin Şahin´in bakanlığı konusunda bir heyecana kapılmıştık. Hevesimiz yine kursağımızda kaldı.

Demek ki siyaset İnegöl´den tam olarak okunamıyormuş. Demek ki 2011 yılında atılan tohum 2017´de meyve vermiyormuş. Demek ki Ankara´ya gitmek Ankara´da kalmak demek değilmiş. Demek ki "Başbakan´a dokunarak ibadet yapılmasına" rağmen bakan olunamıyormuş. Bu da siyaset düşünenlere ve tüm siyasetçilere ders olsun.

 

--------------------

 

Türk Gençliğinin Tehlikeli Şamanizm Merakı

 

Şamanizm bir din değildir. Türklerin İslamiyetten önceki dinleri "Gök Tanrı" dinidir. Şamanizmin bugünkü karşılığı büyücülüktür. Şamanizm toplumsal yaşamda bulunan inanç sistemi bütünüdür. 

Ne yazık ki gençliği kavuran Şamanizm hastalığı her geçen gün artıyor. Gençlerimiz Şamanizmi eski Türk dini olarak görüyor ve özeniyor. Halbuki şamanizm bir Asya geleneği olmaktan fazlası değildir. Zira Şamanizm sadece Türklerin değil Asyada yaşayan tüm milletlerin ortak geleneğidir. Türk milliyetçiliğini İslam´dan uzaklaştırıp parçalamak isteyenler Türk milliyetçiliğini Şamanizme kurban etmekle meşguller. 

İslam mütefekkiri, kıymetli dava insanı Seyyid Ahmet Arvasi, "İslâmiyet, hiç bir din ile kıyaslanmayacak kadar ileri, ilmin verilerine açık, dinamik, birleştirici ve kaynaştırıcı bir sistem getirmektedir. O, kapitalizm, sosyalizm, komünizm, faşizm ve nazizm… gibi yabancı ideolojilerin saçtığı zehiri bertaraf edecek bir panzehir ve hayat kaynağıdır. Bu noktada belirtelim ki, Türk Milleti´nin ve dolayısıyla Türk Milliyetçiliği´nin alemşümul davası ve ideolojisi, Allah´ın ve Resulü´nün davasıdır ve bunun adı İslâmiyet´tir." diyerek İslam´ı ülkücülükten çıkarmak isteyen "İslam dışı Kök Türkçülüğe" karşı güzel bir cevap vermiştir. 

Necip Fazıl Kısakürek, Osman Yüksel Serdengeçti, Seyyid Ahmet Arvasi gibi nice dava adamlarımız bu konuda onlarca kitap yazmış, Tüklüğün İslamiyet´ten ayrılamayacağını belirtmiş ve bu uğurda ömürlerinin sonlarına kadar mücadele etmişlerdir. 

Peygamber Efendimiz (SAV) veda hutbesinde, "Allah indinde en şerefliniz takvâca en ileri olanınızdır. Arabın Arap olmayan (acem) üzerine bir üstünlüğü yoktur. Arap olmayanın da Arap üzerine bir üstünlüğü yoktur. Siyah derili olanın beyaz derili üzerine bir üstünlüğü yoktur, beyazın da siyah derili üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvâ iledir." diyerek kavimsel ırkçılığa karşı Müslümanları uyarmıştır. 

Allah ayetlerinde de kavimsel üstünlüğü kesin bir dille yasaklamış, milletlerin İslam´a değil de atalarının dinlerine sarılanları inkarcılıkla suçlamıştır. Bakara Suresinin 170. ayetinde "Onlara: Allah´ın indirdiğine uyun denildiği zaman onlar, ´Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız´ dediler. Ya ataları birşey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?" mealiyle belirtildiği üzere Yüce Allah, İslam´ı değil de atalarının dinini seçenleri doğruyu bulamamakla nitelendirmiştir. 

Türklük İslam ile şereflenmiştir. İslamiyet geldikten itibaren geride kalanlar hükümlerini kaybetmiştir. Gök Tanrı dini ya da Şamanizm, adına ne derseniz deyin İslam dini Allah´ın kitabı ve ayetleri ile İslam öncesine sünger çekmiştir. Atalarımızın dinini ya da toplumsal geleneklerini inkar etme çabasına girmeyelim ancak Allah´ın dini İslam gün gibi ortadayken, milliyetçilikten İslam´ı çıkarıp geçerliliğini yitirmiş kuru söylemlere prim vermeyelim. 

 

---------------------

 

49.9 milyon lira maliyetli, meydanı olmayıp ismi belediye meydanı, hizmetinin çoğu Büyükşehir tarafından yapılıp ismi belediye hizmet binası olan belediye sarayı, tüm İnegöllülere hayırlı olsun.

 

---------------------

 

Velhasıl...

 

Kim ki milletin alın teriyle ödediği vergileri har vurup harman savuruyorsa, 70 milyonun iki eli yakasındadır.