Bilindiği üzere Almanya´da DİTİB imamların evlerine baskın yapılmıştır. Almanya kurumlarınca, DİTİB´in casusluk yaptığına dair herhangi bir kanıt bulunmadığına karar verilmiş olmasına rağmen, bu baskın Adalet bakanlığınca gerçekleşmiştir. Casusluk hakkında bir kanıt yoksa bu baskının ne gereği vardı?

Mesele sadece yapılan bu baskın değil. İşin altında Erdoğan fobi yatmaktadır. Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi şu an Almanya´da Almanların gözünde iki türlü Türk toplumu vardır.

Birinci toplum, Dinine, örf ve adetlerine bağlı ise kesinlikle Erdoğancıdır.

İkinci toplum ise, Dinine, örf ve adetlerine bağlı olmayıp Alman toplumuna tamamı uyum sağlamış bir toplum vardır ki, bunlar Erdoğan karşıtıdır.

DİTİB kurumun ise imamlarını Türkiye´den getirdikleri için haliyle Türkiye bağlantılı olması otomatik olarak onları Erdoğancı yapmaktadır. Sözde üç beş imamın casusluk yapması, bu düşmanlığın maske altından yürütüldüğü, başka bir bahanedir. Bu imamların, Ankara´ya 35 tane çapulcu Fetocuyu ihbar etmesi, Almanya için ne tür bir tehlike olabilir ki?

Amerika bizzat Başbakan Merkel´in telefonunu dinlemesi casusluk demek olmuyor da, Almanya´da faaliyet gösteren bir derneğin ülkesine hainlik yapanları ihbar etmesi mi casusluk demek oluyor?

Cevabını onlar için hemen biz verelim:
“Söz konusu ülke Türkiye ise bu casusluk sayılır. Almanya Başbakanının telefonu dinleyen ülke Amerika olduğu için elimiz kolumuz bağlı oturmaktan başka çare yok”, denmelidir.  Bir de tutturmuşlar ki, “DİTİB Ankara ile tüm bağlarını koparması gerekiyor” diyorlar. Biz de soruyoruz ki, neden gereksin?

Alman dernekler yasasına göre her dernek istediği bir ülkenin uzantısı olabilir ve destek alabilir, çalışır. Yeter ki dernek tüzüğünde ki amaç ve doğrultularda bu belirtilsin. Söz konusu ülke Türkiye olunca mı bu yasa ve kanunlar geçersiz sayılıyor?

Adalet Bakanı Haiko Maaş diyor ki, Türk devletinin DİTİB üzerindeki etkisi büyük. Yani doğrudan Devlete bağlı olması sakınca yaratırmış. Hemen soralım: “Almanya´daki Katolik kiliseler hangi ülkeye bağlı?” el-cevap: “Vatikan” Eeee, Vatikan Roma´da olmasına rağmen, başı başına bir Devlet değil mi?

Yine soralım: “Almanya´da ki havralar İsrail´e bağlı değil mi? Evet, bağlılar. Bunlarda sakınca görülmüyor da söz konusu Türkiye olunca mı sakıncalı görünüyor?

Bu tarz baskılar ile Almanya´nın en büyük dini cemaati bulunan bir Kurumu köşeye sıkıştırmak istemesi ve gözdağı vermesi, bir siyasi fiyaskodan başka bir şey değildir. DİTİB gibi bir dini Kuruma teşekkür belgeleri vermek yerine sırf Erdoğan düşmanlığı yüzünden, haksızlık yapılmaktadır.
Tamamen hukuk dışı ve baskıcı bir dil ile konuşan adalet bakanı DİTİB kurumu´nun iç tüzüğü Türkiye´deki Diyanet ile çalışmama yönünde değiştirmesini bekliyor. Bir dini cemaatin iç tüzük meselesine, hangi hukuki düzenlemeye dayanarak müdahale edebildiğini merak ediyorum doğrusu. Hukuka aykırı bir madde içerdiğinde zaten mahkemeler o tüzüğü kabul etmiyorlar. Aklıma takılan ve yine kirli siyasi bir oyun olduğunu düşündüğüm başka bir husus ise, casusluk soruşturması açılmasının haftalar sonrası böyle bir baskın yapılmış olmasıdır. Daha önce niye yapılmadı? Bence Angela Merkel´in Türkiye ziyareti öncesi bir krize sebep vermek istemedikleri için bu baskınlar ertelenmiştir. Eğer ki bir baskın yapacak kadar bir casusluk tehlikesi görülmüş ise böyle bir adımın daha önce gelmesi gerekmez miydi?
İşte bütün bunlar insanların kafasını toparlamak yerine daha da fazla karıştırmaktadır.

Şunu da bilmek gerekir ki, Almanya´nın DİTİB´e karşı yapmış olduğu bu baskıları ile diğer başka cemaatlerimize de gözdağı vererek, “eğer siz de Türkiye yanında iseniz sizin sonunuz da böyle olur”, göstergesidir.
Zira umduğum gibi diğer dini teşkilatlardan DİTİB´e beklenen destek gelmemiştir.

Eğer ki Türk cemaatleri göz ardı edilirler ise Almanya´da İslamiyet adına ne doğru düzgün bir kaynak ne de barış içerisinde yaşamak için gayret gösteren bir dini kurum on plana geçebilir. Hatta ufacık bir hareketten dahi korkar hale gelen Almanya, meydanı ister istemez sözde Selefi ve Vehabi cemaatlere bırakır. Mademki casusluğa o kadar karşı olduğunuzu gösteriyorsunuz, size casusluk yapan Fetö´cü ve Can Dündar gibi kişilere kanat kol germeyi bırakın. Türkiye´ye iade dahi etmiyorlar.

Türkiye aleyhine casusluk yapıyorsa kişi, Almanya´da Cumhurbaşkanı tarafından bile kabul edilir, pasaport ve oturum izni verilir. Hatta daha çok Türkiye aleyhinde çalışabilmesi için gazete ve haber siteleri kurulmasında yardımcı olur.
Ne güzel demokrasi be.
https://www.facebook.com/Yazar.Arif.Agirbas