Yeni yılınız kutlu olsun. 2018 yılının ülkemize, dünyaya, barış, özgürlük, bolluk ve huzur getirmesini diliyorum. Savaşların olmadığı, insanın insanı boğazlamadığı bir yıl olsun.

İstiyorum ki sabahleyin gazeteyi elime alınca güzel haberler okuyayım, ama nerde? Televizyon haberleri ise insanın içini karartıyor. Gazetelerin daha ilk sayfasından başlıyor iç karartıcı haberler. “Boşandığı eşi yolda rastladığı karısını 10 yerinden bıçakladı, kadın komada. “, “Karısını ve çocuklarını öldüren adam intihar etti.”, “ Çocuğunu rehin alan babaya operasyon başlatıldı.”, “Evden uzaklaştırılan adam eve dönünce karısını çocuklarının gözleri önünde darp edip bıçakladı.”, “Kocasını baltayla doğrayan kadın tutuklandı.”, “Kıskançlık yüzünden sevgilisini öldüren genç aranıyor.”, “Karısına kızıp evini yaktı.”, “ Minibüsteki üniversiteli kıza tecavüz edilerek öldürüldü.” Daha neler neler, sonuç biri mezara biri hapishaneye.

Okullarımızda ki durum bizi yürekten yaralıyor. “Bayan öğretmen 16 yaşındaki erkek öğrencisini diz çöktürerek dövdü.”, “ Felsefe öğretmeni eşofman giyen kız öğrenci zina yapıyor, bunları görüp tahrik olmayan erkeğin erkekliğinden şüphe ederim dedi.”, “ Kız öğrencilere cinsel tacizde bulunan müdürün görevine son verildi.”, “Kız öğrencisini evine götüren öğretmen tacizde bulundu hakkında soruşturma açıldı.”, “ 6 yaşındaki kız çocuğu ile evlenilebilir” , “süslenip sokağa çıkan kadın zina yapıyor, tacizi edilmeyi hak ediyor.”, “Anasının dizini gören erkek çocuk tahrik olur” diyen ve din alimi olarak geçinen cinsi sapık din tüccarları.

Cemaat yurtlarında erkek öğrencilere senelerce cinsel taciz edildiği ortaya çıktı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı “ bir kerecikle bir şey olmaz dedi”. 13 yaşındaki kız çocuğunu koynuna alan 70 lik sapıklara af çıkarılmak istendi Başbakan “ bir kereliğine “ dedi. Yurttaki ihmal yüzünden yanan körpecik yavruların acısı yüreğimizde tazeliğini korurken, çocuklarımız yine cemaat ve vakıf yurtlarına mecbur bırakıldı.

Haberlere devam edelim mi? “Hastanede doktora saldıran psikopat yaka paça yakalandı.”, “Hemşireyi görevi başında bıçaklayıp kaçan saldırgan aranıyor.”, “ Otobüste şort giyen genç üniversiteliye saldıran kendini bilmez hapse atıldı.”, “ PTT de bayan memura saldırı ucuz atlatıldı, oradakiler saldırıyı önledi.”, “ Görevi başındaki zabıta memurunu döven amir görevinden alındı.”, Adalet binasında adalet için bekleyen çocukların polis tarafından darp edilmesi, trafikteki magandalar yürekleri ağza getirtiyor. Ayaklarını camdan çıkaran akıl fukarası sürücü, aracının hızını sabitleyip sürücü koltuğundan yolcu koltuğuna geçip boğaz manzarasını seyreden gafil sürücü, polis aracına çarpıp polisimizi şehit eden şımarık ayyaş sürücünün suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışma gayretleri, yoğun trafikte makas atarak giden ukala kendini bilmez sürücüler.

Köprüden geçti gelin, saç bağın düştü gelin, gelin köprüden geçer ve de geçecektir de Manisalı traktör İstanbul´daki Yavuz Sultan Selim köprüsünden kaçak olarak nasıl geçiyor da gıyabında ceza yazılıyor. Anlamak mümkün değil. Termik santral kuracağım diye onca zeytin ağacını kes sonrada Tunus´tan zeytin yağı ithal etmeye kalk, bu da akıl işi değil. Memlekette santral kurulacak yer yok mu da iş kala kala zeytinlikleri yok etmeye kaldı.

Meclisteki durum nasıl birazda ona bakalım. İftiralar, çamur atmalar, belden aşağı vurmalarla yürüyüp giden seviyesiz bir siyaset. Bir gurup başkanı, meclis başkan vekili kürsüde iken ona “haddini bil haddini aşıyorsun” başkanvekili “haddimi aşıyorum ne olacak ne yapabilirsin” diyorsa; bir bakan bir parti başkanına “şerefsizsin, sen bittin” diye üstü kapalı tehdit ediyorsa, “ senden bunun hesabını sormazsam şerefsizim, namussuzum” diyor sonra dediği kişiye koltuk değneği oluyorsa, bir lidere yaptığı onca hakareti, onca küfrü unutup onun kapıkulu askeri oluyorsa, milletvekilleri kürsüden “sen şerefsizsin, alçaksın, namussuzsun, müfterisin” diğeri “alçak şerefsiz sensin” deyip birbirlerinin üzerine yürüyorlarsa , bu meclisten başka ne bekleyeceksin. Ayıptır, ayıptır, meclis, halkına örnek olmalıdır. Balık baştan kokar derler. Beyler siz öyle yapınca halktan ne bekliyorsunuz?

Durumdan vazife çıkarıp terörü biz önleyeceğiz diye silahlı bir örgüt kuruluyor, adına “halk özel hareketi” (HÖH) deniyorsa vay o ülkenin haline. Hele bu örgüt devleti yönetenler tarafından destekleniyorsa bu daha da vahim. Devletin resmi polisi, jandarması, ordusu var onlar ne güne duruyor.

Bir yılbaşı gecesi daha geride kaldı. Bu konuya da değinmeden geçmek olmaz. Birileri üzerlerine vazifeymiş gibi eline ilan kağıtları almış Taksimde, Beyoğlu´nda, İstiklal caddesinde ve yurdun değişik yerlerinde yılbaşı kutlamayın günahtır, haramdır diye tehditkar vari bildiri dağıtıyorlar. Neymiş noel kutlamaları dinen haramdır. Be hey gafil halkın bu yaptığı yılbaşı eğlencesi, noel kutlaması değil. Noeli kutlayanlar yılbaşı gecesinden önce, aralık ayının 25 inde kutluyor. Bu yeni yıla ulaşmanın verdiği sevincin coşkuya dönmüş bir hali, bir eğlencesidir. Sen başına sarığını sarmışmış sırtına da cüppeni giymiş bildiri dağıtıyorsun, kimse senin sarığına, cüppene karışıyor mu? Yok.
Geride bıraktığımız bir yıl gibi yıl görmek, yaşamak istemiyoruz. Yukarıda saydığım olaylar artık son olsun. 2018 yılında barışı, huzuru görerek, bolluk içinde yaşamak istiyoruz.