Hikem-i Ataiyye şerhinden inciler saçmaya devam edioruz. Malumunuz ki insanların takva yönünden üzerinde bulundukları  bazı hal ve yaşantıları vardır. Bu hal ve yaşantıları çeşitli nefs mertebelerinde illa bir yere takebül eder. Bu nefs mertebeleri 7 çeşittir. Bunlardan en alt mertebesi, günahkarların ve işlediği günahtan pişman olmayıp, bilakis o günahlarıyla övünenlerin bulunduğu nefs mertebesidir. Ki bu mertebe Nefs-i Emmare´dir. Nefs-i Emmare´ye atıfla Ataullah İskenderi der ki;

“Nefs-i Emmareden razı olmak, her masiyet, şehvet ve gafletin esasıdır. Nefsten razı olmamak bütün taat, uyanıklık ve iffetin aslıdır.” (36.Hikmet)

Ahmet Mahir Efendi bu 36. Hikmet´i şerh ederken şöyle ekler, “Gaflet, kalp hükümranlığını şehvet ordusuna yağmalattırarak iyilikleri yok eder ve marifetten uzaklaştırır.”

79.Hikmet´te şöyle der;

“Taat(ibadet, hayırlı amel) etmediği halde taatin yokluğuna üzülmek gurur alametidir.”

Şerhinde; Taat yokluğu gerçekten bir salike üzüntü verse, o salik taatsizlikte kalmazdı. O yüzden bu hüzün yalancı hüzündür.

Gerçek hüzün, güzel amellere çalışmaktan ve ibadet ederek dünya hallerinden çekinmekten doğar. Bu hüzün hikmetteki üzüntünün tersine, saliklerin tecelli basamaklarından başka bir makamdır.

Peygamber Efendimiz (sav) “Allah her mahzun (hüzünlü) gönlü sever.” buyurdular. Kendileri hep hüzünlü ve düşünceli idiler.

Demişlerdir ki: “Bir kalp üzüntüden uzak olursa harap olur. Hüznü tatmayan, ibadetlerinde lezzet bulamaz.”

Maruf Kerhi hazretleri buyurmuştur: “Amel etmeden Cennet istemek günahtır. Sebepsiz şefaat beklemek gururdur. İtaat etmediği kimseden lütuf ve merhamet ümit etmek cahillik ve ahmaklıktır. “ yine “Kulluğunda bulunmadığın zattan ihsan beklemek mahrumluktur.” dedi.

Yaşadığımız bu seküler, modern dünya insanın ego/ben/enaniyetini merkeze alarak besler duygularımızı. Herşeyden önemli olan kendimizdir. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” sözünü söyletende aslında bu itkidir.

“Ben”ini önceleyen insan elbette övülmekten de hoşlanır. Oysa kişiyi övmek onu öldürmek gibidir. Kitabın 146.Hikmetinde İskenderi der ki,

“Ey zahid, güzel vasıflara sahip olduğunu zannederek seni överler. Sen de bildiğin kötü hallerinden dolayı nefsini kötüle.”

Şerhinde bir hadisi şerif ile meseleyi daha sağlamlaştırmış üstad Mahir Efendi. Bir hadiste buyurur ki, “Medhü sena (övülmekten) olunmaktan çekininiz. Zira övmek, övüleni kesmek, yok etmektir.”

“Peygamber efendimiz (sav), huzurunda birini övmeye kalkışan bir sahabeye “Arkadaşını övmekle onun boynunu kestin” buyurdu.

devam edecek...