Bu günkü yazıma Nasreddin Hoca’nın bir fıkrası ile başlamak istedim.
Nasreddin Hocaya biri soruyor:
“Hocam Kıyamet ne zaman kopacak?” Hoca gülerek cevap verir:
“Ben öldüğüm zaman!”
Geçen ay takvim yaprağı arkasındaki KEHANET, SİHİR VE BÜYÜ: İNANÇ ZAFİYETİ başlıklı yazıyı okumuştum. Ben de bu konuda bugün sizlerle bu konu üzerinde biraz sohbet etmek istedim. Çocukluğumdan beri dinlediğim ve okuduğum birkaç kitapta kıyametin nasıl olacağı hakkında bilgi edindim. Ancak bu günlerde Maşallah kâhinler hayli çoğaldı. Yabancıların yaptığı kıyamet senaryoları filmlerini belgesel programlarında izlemekteyiz. Şimdi bizde ki bazı falcılar, onlar kendilerine (Astrolog) diye bir unvan yakıştırıp, yıldızların hareketlerini, dünya üzerinde ki etkilerini ve buna dayanarak burçlarla ilgili fala bakmaları adeta bir moda haline gelmiş durumda. Ben fal diyorum onlar ise Astroloji diyor.
Oysa Astroloji veya Astrofizik bir bilim dalıdır. Bu bilim dalında da burçlarla ilgili fala ve falcılığa yer yoktur. Gerçek Astrologlar bilim adamlarıdır. Bunlarda burçlar üzerinden kehanet yürütmez, sadece yıldızların dünyamızdan uzaklığı, gezegenlerin hareketini, yapısını kısaca bütün uzayın haritasını inceleyen bir bilim dalıdır. Bu bilim dalında da yıldız falına yer yoktur.
Her ne hikmetse, ülkemizde veya dünyanın her hangi bir ülkesinde meydana gelen afetleri, savaşları ve felaketleri bazı TV kanallarında kendini Astrolog diye tanıtanlar tarafından hayretle izliyoruz. Geçenlerde bir TV kanalında bunlardan bir bayana rastladım biraz söylediklerine kulak kabarttım. Kadın sanki bütün doğa olaylarını biliyormuş gibi bir tutum içinde. Kadın adeta bir “Kıyamet Senaryosu” hazırlamış. Ekranda kadının hazırladığı bir takım Tarot haritası görüntüye geliyor, bu haritadan sonra yine dünya haritası gösterilerek, dünya üzerinde mavi bulutların dolaştığını söyleyip, kehanetine devam ediyordu.
Bütün bunlarla da kalsa iyi! Kadın bastırdığı kitabı da göstererek Yaşadığımız Covid 19 salgınını 2023’de güney Anadolu da yaşanan deprem felaketini için de şu kehanette bulunuyordu: “Bu salgının ardından Güney Anadolu da yaşanan depremi de bu kitabımda belirttim."
Kadın öylesine kendini kaptırmış ki, değme bilim adamları yanında solda sıfır kalır. Tabi bu kadının anlattıklarının ben ancak dörtte birini izledim. Sinirlenip başka kanala döndüm. Bu arada kim bilir daha ne kehanetlerde bulundu onu da bir izleyenler bir de Allah bilir.
Şimdi şunu anlatmaya çalışıyorum: Önüne gelen ortaya bir tez atıyor, birileri de bunu fırsat bilip, böyle felaketlerden kendine pay çıkararak rant elde etmeye çalışıyor. TV’ler program olsun diye böyle ilginç tiplere de adeta ödün veriyor. Merak etmemek elde değil. Şimdi bu kadının yazdığı kitap acaba ne kadar sattı? Ve işin diğer ilginç yanı ise bu kitapta yer alan konulara kaç kişi inandı.
Oysa dinimizin yasakladığı falcılık, büyücülük ve bunu yapanlar, gaip ten haber verenlerin asla İslamiyet ile bağdaşmadığı açıkça belirtilmiştir.
Yıldızlara bakarak, falanca gurup yıldız, filanca yıldızı etkileyecek. Şu burç ta kileri büyük sıkıntılar bekleyecek. Vs. vs. Birçoğumuz da bu falcılara inanarak kendimiz güne o kahinin söylediği gibi hazırlamaya çalışıyor olmamız da bir başka komedya!
Bazıları da sözde fala inanmıyormuş gibi yapıp, kendini avutur gibi şöyle der: “Fala inanma, falsız da geri kalma!” Bilmem ama bu düşüncede olanlar acaba kendilerini mi avutuyorlar, yoksa fal onlar için bir hayat tarzı mı?
Ne olursa olsun siz falı ve falcıları bir yana bırakın en güzeli Kadere inanın. Alın yazında ne varsa onu yaşayacaksın ötesi yalan!