Ya Rab, şu muazzam Ramazan hürmetine,

Kaldır aradan vahdete hail* ne ise.

Ya Rab, şu asırlarca süren tefrikalardan*

Artık ezilip düşmesin ümmet ye’se*

Mademki verdin bize bir ruh-ı nevîn*

Ya Rab, daha bir nefa-i te’yid* insin.

Âtiyi* karanlık görerek azmi bırakmak

Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak. (Mehmet Akif Ersoy)

Gelişinle…

Mahzun ve Mahcup,

Lakin:

 Mağrur ve Heyecanlı,

Umutlu,

Ümitli,

Sevinçli ve Mutluyuz…

Ey Ramazan!

1443 yıldır “Adalet” hamuruyla yoğrulan şahsiyetli Müslüman izzetine karşı; bugün adalet, bitkinlik, neme lâzımcı gibi ve benzeri zilletlerle boğuşan ümmet coğrafyasına gayret, himmet, hikmet, mücadele ve kıyam duruşunu belirtecek kuvvetinle gel!

Yüce yaratıcımızın; bir virüsle kibrinde boğulmuş, dünyevileşmiş insanoğlunun ve tiranlaşmış yönetimlerin bağrına saldığı ölüm korkusu içre imtihanını idrakle; her şerrin içinde saklı hayır ve ıslah sürecini başlatacak etkinle gel!

Mutluluğu sonu gelmeyen doyumsuzluklarda arayan; ama neticede bulamayan, 40 saniyede bir kişinin intihar ettiği, milyonlarca insanın sıkıntısını antidepresan ilaçlarıyla gidermeye çalıştığı bu ölümlü dünyada; hep dahasını, hep daha iyisini, hep daha iyi ve yeni modelini, hep başka markayı isteyen, ihtiyacı olmayan şeyleri ihtiyaç gibi zannedip peşinden koşan doyumsuz, şımarık çocuklar gibi şaşkın insanoğluna “Huzur” un yalnızca Allah’ın huzurunda hazır olmak olduğunu hatırlatan “Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle mutmain/huzur bulur.*” Ayeti gibi dolu, dolu huzurunla gel!

11 ay boyunca bilerek veya bilmeyerek içimizde biriktirdiğimiz, besleyip büyüttüğümüz kin, nefret, haset ve kıskançlıkları yerin dibine gömerek; Ramazanın engin merhametini, şefkatini ve ilahi sevgini umman gibi yüreklerimize ve yeryüzüne yayacak rahmet sağnağınla gel!

Millet ve ümmet olarak yüzyıllardır ızdırabını çektiğimiz; siyasette Firavun’lardan, sermaye ve ekonomide Karun’lardan, sanatta Haman’lardan, din ve ilimde Bel’am’lardan kurtuluşumuzun muştusunu vereceğin müjdelerle gel!

İbn Hâldun’un Mukaddeme’sinin önsözündeki muhteşem ifadesiyle “Mağluplar, galipleri taklit eder” haklı tespitini destekleyen şairin; *

“İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nervuz?

Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işte gerek.

Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme;

Özü sağlam, sözü sağlam, adam ol, ırkına çek.”

dizesinde ki gibi; özü ve sözü sağlam, büyük ve çok sözlerden ari; bilincimizi ve nesillerimizi mağlup değil galip, mukallit değil, özgün şahsiyetli duruşlarla kuşandıracak usul ve üslubunla gel!

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!* “ sözünde ki Allah buyruğunu ve “İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah/Doğruların yardımcısıdır Hazret-i Allah*” diyen şair teslimiyetini dillerimizden daha ziyade kalplerimize ve eylemlerimize sıratımustakim bilincini işlettirecek yol ve yöntemle gel!

Özgür ve özgün olması gerekirken Müslüman ruhlarımızı sentetik “İzm’lerin zihinlerimizi baskılayan ceberutluğuyla zapturapt altına almaya çalışan tüm beşeri olguların korkusunu yüreğimizden bıçak keser gibi attıracak ve bir daha tohumlaşmasına, filizlenmesine, ağaçlanmasına, meyveleşmesine ve nihayet kökleşmesine müsaade etmeyecek gücünle gel!

“Yüreğimin yarası Mekke’dir. Geri kalanı da Medine’dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır. *” ahenkli sözünde vücut bulan; gönül  sırlarımızın tarifi imkansız şehirlerinden ve çizgilerinden Kudüs’ümüzü işgal ve iğfal eden zalim terör devletlerinin algı yönetimlerine karşı; özne değil nesne, aktif değil pasif, etken değil edilgen, lokomotif değil vagon olmuş sefa değil cefa çeken yüreklerimizin imbiklerinden süzülen ve dökülen dualarımızın kabulü muştusuyla imanımızın şahitliğini artırırcasına gel!

Geliyorsun ve biz seni hüznümüzün doruklarına da selamlıyoruz:

Hoş geldin Ey Ramazan…

Geleceğimizi karanlık görmüyoruz, azimli ve kararlıyız, alçak bir ölüme razı değiliz…

Gelişinle…

Mahzun ve Mahçup,

Lakin;

Mağrur ve heyecanlı,

Umutlu,

Ümitli,

Sevinçli ve mutluyuz…

 1* Hail: Engel.

  2* Tefrika: Bir birine kötülük etmeye değin varan sürekli anlaşmazlık, ikiye ayrılma.

  3* Ye’s: Ümitsizlik.

  4* Ruh-ı nevîm: Yeni bir ruh.

  5* Nefha-i te’yîd: (ruhu) kuvvetlendirecek bir nefes.

  6* Âti: Gelecek.

  7* Kur’an-ı Kerim, Ra’d Suresi 28. Ayet.

  8* Nevruz’a-Mehmet Akif Ersoy-Safahat.

  9* Kur’an-ı Kerim, Hûd Suresi 112. Ayet.

10* Şair, Ziyâ Paşa.

11* Nuri Pakdil, Kudüs Şairi.