Anlamlı atasözlerinin hayatımızdaki yerinin önemi...
İnsanoğlu yaşamı süresinde iyi veya kötü olaylarla imtihandadır. Ancak gerek iyi olsun veya kötü olaylara maruz kalsın, yaşadığı o olaylardan ders alıp aynı hatalara düşmemesi gerektiğini bilmesi lazımdır.
Yaşamın en güzel yanı sürekli bir mücadele içinde olmanın verdiği hazdır. Yapılan hataları bir daha yaşamama adına temkinli ve tedbirli olmak gerekir. Bunun içinde bilebile lades olmanın kendisine zarar verebildiğinin bilincinde olması gerekir.
Bakıyorum bu zamanın çocukları eş seçiminde kendi başlarına davranarak dünya evine giriyorlar. Aradan geçen birkaç yılsonunda ailede çatırdamalar ve ardından boşanmalar yaşanıyor. Büyüklerimizin bize hep bir nasihati vardı:
“Aman evladım; evleneceğiniz kişinin mayasına dikkat edin! (Mayasız Sütten Yoğurt Olmaz!)" sözü hala kulaklarımda çınlamakta. O devirde bizim başımızda kavak yelleri estiğinden bu anlamlı sözün sonradan ne anlam taşıdığını anladık. Ancak bu sözün kıymetini bilmeyip yanlış evlilikler yapıp yuvalarını dağıtan aileleri gördükçe Allah’ıma binlerce şükrediyorum. Sebebine gelince:
Gerçekten mayası temiz, beş vakit namazında dört dörtlük bir eşe sahibim. Fakat ne yazık ki içinde bulunduğumuz zaman diliminde böyle düşünmem biraz zor gibi? Bir gün içinde tanışıp aşık olan gençler, bir birlerini ve ailelerini tanıyıp araştırıp soruşturmadan dünya evine giriyor, ardından şiddetli geçimsizlik ve umduklarını bulamayan hatalı evliliği yaşamış oluyorlar.
Üstüne üstlük birde, birkaç çocuk ta dünyaya getirmiş iseler işte buda işin tuzu biberi oluyor. Eşler ayrılma noktasına geldiğinde veya ayrıldıklarında o küçücük çocukların yaşamlarını tahmin edebiliyor musunuz? Ne kadar acı bir durum! Anne ve babadan ayrı bir yaşam sonrası o çocukların psikolojisinin ne durumda olacağına da siz kanaat getirin.
Toplumun erozyona uğramasının ve böyle gençlerin kötü alışkanlıkları yanı sıra hayata bakış açılarının ne şekilde olacağı da malum. Zorlaşan hayat şartları, havadan para kazanma hayalleri ve böylesine kötü bir tablo içinde nasıl bir “Mutluluğun resmini çizebilirsiniz?”
Burada öncelikle ailelerin çocuklarının evlilik seçimlerinde dikkatli davranmaları konusunda yardımcı olmaları gerekmektedir. Çocukları istediği kadar ayak direterek ben şu kıza aşığım İllede o olacak demelerine meydan vermeden, gençlerin bir birlerini iyice tanıyıp aile ilişkilerini de yakından mercek altına almadan böyle oldubitti evliliklere müsaade etmemeleri gerekmektedir.
Hani güzel bir özlü söz vardır ya:
“Çömlek kırıldıktan sonra ah etmenin anlamı yoktur!” veya:
“Bir işi yapıp düşüneceğine, yapmadan düşün!” gibi önemli sözleri unutmayıp tedbirli ve temkinli davranmak gerektiğini bilmemiz gerekir.
Yoksa hayatı bu çitte haram etmenin vebali de büyük olur!
Yazımı Nasreddin Hocanın bir fıkrası ile bitirmek istiyorum:
Hoca elinde bir yoğurt kasesi ile bir gölün kıyısına gelip, elindeki kaseye kaşığı daldırarak göle çalıyormuş. Oradan geçen biri:
“Hocam ne yapıyorsun öyle?” sorusuna hoca:
“Göle maya çalıyorum!” deyince adam gülerek:
“Hocam hiç göle maya çalınır mı? Sonra göl maya tutmaz!” hoca da cevaben:
“Ya tutarsa!” dediği gibi.
Evliliği de böyle bir düşünce üzerine kurmanın mantığı olmayacağını bilmemiz gerekir. Mutlu günler dileği ile…