Değerli okurlarım öncelikle Kurtuluş Kahramanlarını Şehit ve gazilerini saygı ve rahmetle anıyorum!

Bu cennet vatanın her bir karışını bizlere yurt edinmemizde akıttığı kanlarının ne kadar manidar olduğunu çok iyi idrak ediyorum. Kurtuluş savaşında başrol oynayan değerli komutanların askeri akıl almaz bir şekilde motive etmeleri de takdire şayan bir olaydır.

Askerleri terhis edilmiş, dağıtılmış, tek bir askeri birliğin mevcudiyeti yok denecek durumdayken, askeri gücü yeniden dirilişe geçirerek vatanı düşmanlardan temizlemişlerdir.

Başta Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak Paşa, Halit Paşa, İsmet Paşa, Kazım Karabekir Paşa olmak üzere diğer üst derece paşa ve subayları da buradan rahmet ve minnetle anıyoruz.

Cumhuriyetin ve diğer önemli inkılâp ve yeniliklerin mimarı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün ileri görüşlü, kalkınma ve çağdaş ülke olma yolunda ki adımları Türkiye Cumhuriyeti tarihinde azımsanmayacak kadar önemi büyüktür.

25 yıl önce 10 Kasım’ı gazetemiz Yıldırım nasıl değerlendirdi?

Gerek yabancı devlet adamları olsun gerekse dünya basınında yer alan haber ve yorumlarda Mustafa Kemal Atatürk için çok önemli sözler ve methiyeler yer almıştı. Bunlardan önemli olanları Alman Basını, Paris Ajansı ve Fransa Le Temps ve Bulgar Basını gibi kuruluşların yanı sıra birçok ülkenin devlet adamlarının 10 Kasım 2000 tarihinde yaptıkları yazılı açıklama ve taziyeleri de önemlidir.

Ve yine 2000 yılı gazetemizde yer alan Atatürk’ün önemli bir sözünü burada belirterek bu günkü yazıma noktayı koymak istiyorum:

“İki Mustafa Kemal vardır: biri ben fani Mustafa Kemal, öteki milletin daima içinde yaşattığı Kemaller idealidir. Ben onu temsil ediyorum. Her hangi bir tehlike anında ben zuhur ettimse, beni bir Türk ana doğurmadı mı? Türk analar daha Mustafa Kemaller doğurmayacaklar mı? Feyiz Milletindir! Benim değildir!

Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve rahmetle anıyoruz! Ruhun Şad olsun!