ŞU GÜZEL AYDA RAMAZAN BEREKETİNİ İHTİYACI OLAN MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZ İLE PAYLAŞALIM!

 

İslam dini paylaşmayı ve yardım etmeyi emreder. Bu vesile ile de özellikle Ramazan aylarında fakirlere hem zekât, fitre ve gıda yardımları ile merhamet duygularımızın doruğa ulaşmasına vesile olur. Cimrilik ve bencilliği İslam dini asla tasvip etmez.

Hep bana diye çalışıp kazandıkça daha, daha diye gözü doymayan cimriler hayatlarının sonuna geldiğini hissettiğinde ağızlarında şu iki kelime dökülür: “KEŞKE, kazancımın bir kısmını ihtiyaç sahipleri ile paylaşsaydım!”

Hemen hepimiz bu iki kelimeyi söyler dururuz. Ancak bu kelimenin manasını iyi bildiğimiz halde maalesef yaptığımızdan ve yapacağımız dan da geri kalmayız.

Şu dünyadan niceleri gelip geçti. Kimi zengin varlık için de. Yediği önünde, yemediği ardında! Villaları ve arabaları özel uçakları, gemileri, filoları yatları, katları ile sefalar sürdüler ve yaşadır onlarca yıl.

Fakat bir gün yolun sonu gelince, özel araç yerine imamın kayığı ile 2 metre kare alana sığı verdiler. Bir gün, iki gün haydi bir hafta diyelim neticede hepsi unutuluverdiler.

Ne çeşit, çeşit yemekler, ne birçoğumuzun bilmediği pahalı tropikal meyveleri o iki metre kare toprak altında bulamayacak ve yiyemeyecekler.

Nerede kasalar dolusu paralar? Nerde dolaplar dolusu pahalı marka elbiseler? Hangisini giderken götürdü bu şahıslar? Yüzlerce, binlerce kişi önlerinde temenna edenlerin kaçta kaçı bu şahısların kabrini ziyaret ediyor? Sadece ailesi. Onlarda ölünce bu kabir iyice sessiz ve yalnız kalacak!

Aç tarihi! Dünyayı sarsan ve ülkeleri fetih eden nice hükümdarlar gelip geçti şu garip âlemden! Şan şöhret içinde geçen kısa hayatın sonunda şimdi neredeler?

Birçoğumuz var ve variyet ile kendimizden geçiyoruz. Ne oldum delisi olup çıkıveriyoruz. Yaptığımız israf ile nice aç ve yoksulun bir yıllık, belki de on yıllık ihtiyacını savuruyoruz. İktisattan yoksun israfı desinler uğruna yapıp şımarıklık sınırını aşıyoruz. Oysa çok güzel bir laf vardır:

“Güvenme güzelliğine bir sivilce dahi yeter!”

“Güvenme zenginliğine bir kıvılcım dahi yeter!”

Gün gelir elinde avucunda olanlar bir anda yok olup biter!

Diğer yandan insanları ve insanlığı yok etmeye çalışan zalimler, kitle imha silahları ile kadın çocuk demeden katledenler: Şu anda Filistin de ve Doğu Türkistan da katliam yapan caniler gün gelecek bu zalimlerde bu âlemden göçüp gidecekler ve hesap gününde bakalım bunların hali ne olacak?

Hep düşünüyorum: Kardeşçe ve insanca yaşamak çok mu zor? Yardımlaşmak, birinin derdine çare olmak, yoksula el atıp karnını doyurmak, Paylaşmak, israftan kaçınmak, sevmek, alçak gönüllü olmak hulasa, hayatı hakkıyla yaşamak çok mu zor?

Saatler öylesine hızlı çalışıyor ve takvimler öylesine yılları deviriyor ki bir bakmışsın yolun sonuna gelmişsiniz. Derinden bir eyvah! Sesi sizi sarstığında artık yapacak hiçbir şeyin olmadığını anlayacaksınız! Kafanız o iki metre kare alanı kapatan tahtalara vurduğunda hayatın bittiğini hissedecek ve hesap zamanı geldiğini anlayacaksınız. Kim hesabını iyi tutmuş ise o rahat! Tutamayanlar ise: “KEŞKE!” kelimesini zikredip duracaklar!

Yüce Rabbim hiç kimseye KEŞKE dedirtmesin!

Şu güzel mübarek ayda elimizden geldiği kadar ihtiyacı olan kardeşlerimize yardım edelim. Bu ayın sadece ibadet ve Kur’an ayı olmadığını özellikle yardımlaşma ayı olduğunu asla unutmayalım. Sağlığımız ve varlığımız yerindeyken bunu çok iyi değerlendirip, bencillikten ve cimrilikten kaçınıp eli ve gönlü açık bir kul olarak Allah’ın emrini yerine getirip yoksulları sevindirelim.

Unutmayalım ki veren el, alan elden daha hayırlıdır. Ne verirsen elinle o gelir seninle!

Ramazan-ı Şerifiniz sağlık, sıhhat ve hayırlı geçmesi dileği ile!