Bugün sizlere bir arkadaşımın başından geçen bir olayı aktarmak istiyorum. İlginç olduğu için sizinle bu traji komik olayı aktarmak gereği duydum.
Uzun zaman görüşmediğim bir arkadaşımın iş yerinin önünden geçerken kapısının önünde rastladım. Beni içeri buyur etti ve oturup uzun, uzun muhabbet ettik. Sefer Yusuf iyi ki geldin sana başımdan geçen bir ilginç olayı anlatacağım belki ilgini çeker köşende kullanırsın!” dedi. Ben merakla ne anlatacak diye beklerken dükkânın çırağı içeri girip Sefer’e dönüp gitmesi için izin istedi. Arkadaşta ona dükkânın temizliğini yaptın mı? Diye sorunca çocuk ta ona yaptım cevabını verdi ve arkadaşta ona gitmesi için izin verdi. Çırak çıkıp gittikten sonra arkadaşım Sefer yazıhaneden çıkıp sağı solu kontrol etti ve sonra içeri girdi.
Ben merakla sordum:
“Hayırdır Sefer? Neden etrafı öyle dikkatle inceledin? Yoksa çocuk yanlış bir şey mi yaptı da etrafı kontrol ettin?"
Sefer gülerek yerine oturdu ve neden böyle davrandığını anlattı:
“Bu çocuk erken çıkmak için dükkânın temizliğini üstün körü yapıyor onu kontrol ettim Yusuf" dedi.
Ben tekrar merakla Sefer’e sordum:
“Eee! Sefer sen bana ne anlatacaktın? Meraklandım doğrusu!” Sefer:
“Dur Yusuf önce şu çayları söyleyelim sonra sohbetimize devam edelim.” Sefer, çaycıya diafondan çayları söyleyip bana döndü:
“Yusuf üç yıl önce yeni aldığım evimize taşınmıştık. Apartmanda ki komşular ile tanıştıktan sonra eve yerleştik. Komşular hoş geldin ziyaretleri devam ederken ikinci katta ki Mahmutlar da hoş geldin ziyareti için bize geldiler. Hoş beş sohbetleri ve bizim hanımın ikramı sonrası tam kalkacaklarken Mahmut zigon sehpalara baktıktan sonra bana:
“Arkadaşım bu sehpalar hiç bu eve yakışmıyor. Hem modası geçmiş, hem de boyası yer, yer dökülmeye başlamış. Bence yeni bir sehpa takımı alsanız iyi olur! İsterseniz benim bir arkadaşım var size uygun fiyata yeni bir sehpa takımı alırız. Hem ne demişler temizlik imandan gelir. Bu eski pis bir sehpa takımından kurtulmuş olursunuz” dedi ve çıkıp gittiler. Benim hanım da sazan gibi hemen atladı:
“Ben sana söylemiştim Sefer! Bu sehpaların modası geçmiş, boyarı dökülmeye başlamış! Üstelik sanki toz içindeymiş gibi görünüyor adamda farkına vardı ve sehpalarımıza pis dedi! El âleme rezil olacağız vallahi!” diye başımın etini yedi. Ben daha fazla hanımın kafamı şişirmemesi için hanıma:
“Tamam, hanım yarın hallederiz. Ya da sen bu komşuya söyle yeni bir takım alsın ben parasını veririm.” dedim.
Ertesi gün adam hemen bir takım sehpayı alıp bize bırakmış ve akşam ben eve geldim yemek falan derken kapı çalındı hanım mutfakta idi bana kapıya bakmamı söyledi kapıyı açtım gelen komşumuz Mahmut’tu. Ben içeri buyur edip sordum:
“Mahmut Bey borcumuz ne kadar?” Mahmut öyle çok basit bir rakammış gibi:
“On beş bin liracık Seferciğim. Şu an yoksa sonrada verebilirsiniz” dedi. Ben fiyatı duyunca beynimden vurulmuşa döndüm:
“Bu sehpanın özelliği ne Mahmut Bey? Bizim sehpadan da bir farkı yok üstelik. Akşam ben inceledim. Sizin söylediğiniz gibi sehpamızın ne boyasında bir kusur var nede pis değil!” diyince Mahmut pişkin, pişkin:
“Öyle demeyin Sefer Bey! Sizin sehpa nerede? Getirin kıyaslayalım. Benimkinin İşçiliği dersen mükemmel! Üstelik sağlam Medefeden yapılmış suya dayanıklı üstü lakeli harika bir sehpa takımı!” dedi. Ben komşuluk hatırına ses çıkarmadım. Parasını verdim. Adam çıkıp gitti. Benim içim içimi yiyordu ertesi gün sehpanın resmini çekip Osman Bey caddesindeki aksesuarcı arkadaşa gittim. Resmi gösterdim. Arkadaş bana senin için dört bin lira yaparız. Demez mi? Beynimden vurulmuşa döndüm akşam eve geldim. Hanıma:
“Şu adamın sehpasını kullanma geri vereceğim. Getir bizim sehpalarımız koy. Elalem de ne derse desin. Hanımın yüzü kızardı bana:
“Bey eski sehpaları Mahmut Beyin eşi Nuran Hanım istedi ona verdim. Onun tanıdığı bir ihtiyaç sahibi varmış ona vereceklermiş.” Demez mi bende şafak attı. Artık olan olmuştu. Şimdi bir sehpa takımı için komşularımız ile kötü olmayalım diyip sineye çektik. Ama hanıma sıkı, sıkı tembih ettim bu komşular ile asla samimi olma diye! Aradan birkaç hafta geçti üçüncü katta ki komşunun kızı için söz kesme merasimi varmış bizi de çağırdılar. Gittik apartman da ki bütün komşular oradaydı. Baktım tek Mahmut ve karısı Nuran yoktu. Ben komşum Cahit’e yanaşıp:
“Cahit Mahmutları çağırmadınız mı diye sorunca Cahit’in yüzü bir anda ekşidi ve bana:
“Bırak ağabey, sen onu bilmezsin o ne hinoğlu hindir! Apartmanda canını yakmadı komşu kalmadı. Bir gün sana da bir madik atar anlarsın!” demez mi ben sanki ondan kazık yememiş gibi tekrar sordum:
“Neden böyle konuştuğunu anlayamadım? Bu adam sahtekâr mı? Ne yaptı da böyle konuştun komşum?” diyince Cahit:
“Temizlik bahanesi ile evdeki eşyaları yeniletiyor üstelik fahiş fiyatla bize yenisini satıyor. Sonra ben işteyken eşi de bizim eski pis dediği eşyayı alıp sözde ihtiyacı olan birine vereceklerini söyleyip götürüyor. Bu sadece bizim apartman da değil neredeyse mahalledeki diğer komşuları da aynı bahane ile kazıklıyor. Biz bunun ne olduğunu öğrendik. Apartmanda hiç kimse bunlarla komşuluk yapmıyorlar!” dedi.
Yani anlayacağın kardeşim bu adamın kazığını yiyen kalmamış!..