Dünya hayatında yeni yılların bittiğini hiç şahit oldunuz mu? Veya hiç duydunuz mu?

Hemen her yılın sonunda bir Yeni Yıl coşkusunu yaşayanlara hayret ediyorum. Üstelik bu coşkuyu abartarak bir bayram havasına dönüştüren, içkili mekanlarda zil zurna sarhoş olup sokaklarda ve meydanlarda çılgınlıklar yapanlara da hayret etmemek elde değil!

Hani birçoğumuz her zaman dillendiririz ya:

“Zaman akıp gidiyor!” diye.

Sanatçı Kıraç’ın güzel bir şarkısında ki gibi:

“Zaman akıp gidiyor dur demek olmaz!”

Gerçekten işte öyle bir şey! Dünya penceresini açıp baktığımızda dışarıda ki manzara hep aynı manzara, değişen belki fiziki yapılar ve insanların giyim tarzları olabilir. Ancak zaman sanki bir adım bile ilerlememiş gibi.

Neden mi? Sebebi çok açık her yıl tekrarlanan bir şarkının nakaratı gibi bir yeni yıl kutlaması telaşı ve sonrası… Sonrası!

Başınızı iki elinizin arasına koyup gözlerinizi yumun ve şöyle oturduğunuz yerden geriye doğru yaslanıp düşünün:

“Ne zaman geçti onca yıl?” ve:

“Bunca zaman ben ne yaptım?” Geçen bu kadar uzun sene boyunca? Yaşadığım her yılın, ayın, günün, saatin, dakikanın ve saniyenin muhasebesini yaptım mı? Kime iyilik ettim, kime kötülük? Ettimin hesabını yaptın mı? Bunları gönül terazisinin kefelerine koyup hangisinin ağır bastığına baktım mı? Daha birçok suali sorabiliriz kendimize.

Ve şimdi ben soruyorum sizlere:

Sizler de kendinize sordunuz mu hiç bütün bu söylediklerimi? Eğer insanoğlu yaptıklarını yapıp değil, yapmadan önce düşünmüş olsaydı belki onlarca hata işlenmemiş olurdu. Ve dünya belki daha farklı ve daha yaşanır bir mekan olurdu. Siyahın karşıtı beyazın olması kadar, iyinin karşıtı kötünün de olması malumdur. Kötüyü görüp ondan uzaklaşmak ve iyinin kıymetini bilmek en akılcı davranış değil midir? Ancak hiç kötüyü yola getirip, iyiliği aşılamaya çalıştınız mı?

Gerçekten şu insafsızca akıp giden zaman içinde nasıl bir iyilik yaptım diye düşündüğünüz oldu mu? İnsanlar ancak amansız bir hastalığa veya ölümün acımasız dokunuşunu hissettiği zaman aklına bu saydıklarım gelebiliyor. Hani büyüklerimiz hep söylerler ya “Ölüm İyiliği” diye, ben de hep söylerim: Yüce Rabbim hiç kimseye keşke kelimesini söyletmesin ve o ölüm iyiliği geldiğinde bu alemden göçerken mahcup ayrılmayı hiç birimize nasip etmesin...

Şu çıkar ve menfaat aleminden göçüp gitme sırasını beklerken sürekli iyilikler yapmayı, gücümüzün yettiği kadar yardıma muhtaçlara yardım etmeyi hepimize nasip eylesin!

İbretlerle dolu günler yaşamaktayız.? Böylesine karmaşa içinde geçen günlerin yaşandığı şu günlerde aç ve açıkta olan Filistinli insanların çektikleri acıları bilerek nasıl bir yeni yıl kutlaması yapabilir siniz?

Evet, zaman akıp gidiyor. Dedik ya işte bir yılı daha geride bıraktık. Fani dediğimiz şu âlemde daha nice yılları geride bırakacağız bilinmez?

Yeni bir yılı coşku ile, içki ve çirkinliklerle kutlamaya devam etmenin manasızlığını ancak yaşlanınca, tabiri caiz ise yolun sonu görününce mi bırakacağız? Diye şöyle kendimizi bir hesaba çekip, her yeni yılda bir sona doğru gideceğimizi unutmamamız gerektiği gerçeğini bilmemiz gerekir!

2026 yılının hayırlara vesilesi olması dileği ile! Huzur, bereket ve bolluk dolu bir yıl olmasını nice yıllara dileği ile hoşça kalın!...