İnegöl’ün en renkli kişilikleri olan Roman vatandaşlarını radara aldım bu kez. Kapı gıcırtısına bile oynamayı başarabilen, hep mutlu görünen, ancak azınlık muamelesi gören o küçük topluluğu…

Çocukluğumdan bu yana öylesine bir algı oluşturuldu ki bende, hırsızı, arsızı, kapkaççısı, dilencisi hep bu kesimden çıkıyor deniyordu.
Ama işin aslı böyle değil tabii ki…
Ben İnegöl’de Roman vatandaşlarının hep diğer topluluklarla barışık olduğunu gördüm.
Hatta roman vatandaşları ilçeyle o kadar barışık ki, kimin Roman, kimin Kürt, kimin Gürcü, Abaza, Çerkez, Boşnak, Manav olduğu bile belli olmuyor artık.
Şimdilerde Romanları, klarnet ve zurna ustaları, at arabalı hurda toplayıcıları temsil ediyor.
Eskiden her bir köşe başında dilenci vardı, şimdilerde dilenci olmak için Roman olmak gerekmiyor. Herkes dilenci olmuş.
Eskiden ayakkabıları hep dilenciler boyardı, bu meslek için de Roman olmak gerekmiyor. Kalaycılar zaten kalmadı.
Romanlar da artık içimizde. Fabrikalarda kimi işçi , kimi yönetici durumunda.
Ama halen bir algı var ki Roman vatandaşlarının bu sorunu kökünden kazımaları lazım.
Ve bu algının adı uyuşturucu.
Bu kesimin içinde maalesef uyuşturucu baronlarına hizmet eden bazı kişiler var. Bu kişiler zaten emniyetin takibi altında.
Şehirdeki gençleri uyuşturucu bataklığına iten bu kesim, maalesef Roman vatandaşlarına olan bakış açısını değiştiriyor.
Şimdi diyeceksiniz ki; bu işi sadece Romanlar mı yapıyor?
Kesinlikle hayır.
Uyuşturucu satışını sadece Romanlar yapmıyor elbette. Emniyet ve Jandarmanın operasyonlarında zaten bunu görmek mümkün.
Ama genel algı uyuşturucunun piyasaya sürülmesi birkaç Roman vatandaşı tarafından yapılıyor.
Bu algının yok edilmesi, kendini bilen Roman vatandaşların buna isyan etmesi ile mümkün olabilir.
Sinanbey ve Orhaniye Mahallelerinde küme halinde yaşayan Romanlar, kendilerine olan bakış açılarını değiştirmek için uyuşturucu belasına bulaşan bu belalı isimleri içlerinden temizlemeleri lazım.
Bu zor bir şey değil.
Şu anki durumda ben Roman vatandaşı olsaydım çingene kalmazdım. Çingene kelimesi bir topluluğu rencide etmek adına kullanılan bir terim. Bu sebeple birilerinin buna “dur” deme vakti geldi.
Birkaç densizin bir topluluğu kötü göstermeye, onların onuru ve şerefiyle oynamaya hakkı yok.
Ve yazımın sonunda bir talebimde olacak.
Geçtiğimiz günlerde Hikmet Şahin Kültür Parkında düzenlenen Kültür Sanat Festivalinde onlarca kültürel ve hemşehri derneklerinin çadırlarını gördük. Ama şahsen benim gözüm Roman vatandaşlarını aradı. Ben mi göremedim bilmiyorum ama ben en çok onların kültürlerini tanımayı ve yine onların herkesi mest eden oyunlarını izlemeyi isterdim.
Özellikle önümüzdeki yıl bence İnegöl Belediyesi bunun için özel bir çalışma yapmalı.
Ya da halen yaz devam ediyorken, bir hafta sonu şehrin ortasında bir Roman gecesi düzenlenebileceğini düşünüyorum.
Bu talebimin de dikkate alınmasını umar, saygılar sunarım.