Evet, değerli okurlarım bu günkü yazımı yalnızlık üzerine seçtim.

Yalnızlık konusunda sürekli muhabbet ederiz ve sonrada ekleriz:

”Allah kimseyi yalnız koymasın!” deriz ya, yalnız yaşayan insanların mutsuz ve biçare olduğu malumdur.

Dünyamız da tek olarak yaratılmış bir canlı gösterebilir misiniz? Her canın bir eşi vardır. Olmazsa üreme olmaz. Ve dolayısı ile dünyada yaşam olmaz. Bu konuda örneklerimizi çoğalta biliriz. Mesela bitkiler eşeyli olmamış olursa bitkilerden meyve ve sebze elde edemeyiz. Dünyanın neresinde olursanız olun bütün canlıların birer eşine rastlamanız mümkün.

Denizlerde, havada, karada ve hatta yer altında bile yaşayan tüm canlılar bir eşe sahiptir. İnsanoğlu da bu canlı dünya içinde bir eşe sahiptir. İstisnai durumların haricinde; yani bir özürlülük söz konusu değilse hemen hepimizin bir eşi mevcuttur. Bu Allah’ın bize bir lütfudur.

Düşüne biliyor musunuz? Konuşacak, sizi dinleyecek, size güç ve moral vererek yorgunluğunuzu bir kahve ile alacak olan eşlerimizin çabalarını? Hasta olunca başucunuzdan bir an ayrılmayan, kirli çamaşırlarınızı yıkayan, yemeğinizi yapıp ev temizliğini üşenmeden ve of demeden yapan eşlerimizin fedakarlığını inkar edebilir misiniz? Eşlerimiz için kutlanan Anneler Günü ve Dünya Kadınlar Günü gibi bir günlük kutlamalar yetmez. Kadınlarımız için günler, aylar ve hatta yıllar bile yetmez.

Hangimiz eşimizin birkaç gün bizden ayrı bir yere gittiğinde evde yalnız, güle eğlene kalabiliyoruz. İnsan iyice yaşlandığında eşinin bir an bile yalnız kalmasına tahammülü yoktur. Her ne kadar akrabanız, bacınız kardeşiniz ve hatta çocuklarınız bile olsa eşinizin yerini asla tutamayacağını hepimiz biliriz.

İnsanın en merhametlisi ve sabırlısı eşine iyi davranan ve onu incitmeyendir. Ben bu sütunlardan birçok kez analarımıza, eşlerimize karşı iyi davranarak, onlara hassasiyet göstermemiz ve yine onlara karşı saygı ve sevgide kusur etmememiz bizim önce insani sonrada dinimizin emri olan bir görevdir. Diye kaç defa yazmışımdır.

Zaman, zaman televizyonda haberlerde izliyoruz. Eşlerine şiddet uygulayan, kendini bilmez kişileri. Ben şahsen böyle haberleri izlerken çok üzülüyor hatta böyle hareketleri yapan kişileri lanetliyorum. Şu kısacık yaşam içinde ağzımızın tadını bozmanın kime ne yararı var? Öfkenin ve nefretin doğurduğu kötülüğün hiçbir mazereti olmaz.

Geçim sıkıntısı çekenlerin veya kötü alışkanlıkların kurbanı olanların yaptığı şiddete karşı eşlerinin sabrı onları mutlaka cennetlik edeceğinin altını çizmek istiyorum.

Şiddetin ve baskın mazereti olmaz! Üstelik dengesiz güç de erkek olana yakışmaz. Tabi bu anlattıklarımı insanlar yalnız kaldıklarında çok iyi anlayacaktır! Ancak, bir işi yapıp düşüneceğimize yapmadan düşünmüş olsak böyle tatsız olaylara meydan vermemiş oluruz. Bakın hatta bir atasözünde ne kadar güzel söylenmiş:

“İğneyi kendine çuvaldızı karşınızdakine batır!” Sözü çok manidar değil mi? Hayatta yapa yanlız kalmanın acısını tatmamak adına eşlerimize nazik ve kibar davranalım! Göreceksiniz o zaman dünya ve hayat daha yaşanabilir olduğuna şahit olacaksınız.

Sevgili okurlarım eşleriniz ile mutlu ve güzel yaşamlar dilerim!..