25 YIL ÖNCE GAZETEMİZİN 3. SAYFASINDA SÜREKLİ YAYINLADIĞIMIZ “KAYBOLAN ZANAATLAR“ İÇİNDE YER ALAN KALAYCILIK SANKİ YENİDEN DOĞMUŞ GİBİ!
Geçen hafta Perşembe Pazarına gitmiştim. Pazar yerine varmadan yol kenarına yanaştırdığı minibüsünün yan tarafında kap kalaylayan birini görünce hayli şaşırmıştım. Kalay yapan usta 30-35 yaşlarında biriydi. Yanına varıp kendisine:
“Ustam kolay gelsin! Hala kap kalaylatan var mı?” kalaycı ustası başını kaldırıp:
“Eh! Tek tük iş çıkıyor ağabey. Azda olsa eski adetlerinden vaz geçmeyen birkaç aile kaplarını kalaylatıyor. Ben sadece kalay işi yapmıyorum. Tava, tencere, demlik, çaydanlık gibi kapların tamirini de yapıyorum.” Diyince ben hayli duygulanmıştım. Eskiden kalay işi yapanların atölyeleri olurdu. Dükkânda körük el yardımı ile ateş harlatmak için hava basılırdı. Korlanan ateş üzerini kalaylanacak kaplar maşa ile kıstırılarak ateşte dolandırılıp iyice ısınan kaba çubuk şeklindeki kalay madeni sürülerek kaplar kalaylanmış olurdu.
Şimdi gelin 25 yıl öncesine dönüp bu işi Cuma Mahallesi Elektrik Sokak numara 53 adresinde ki dükkânda yapan Zeki Özsaraç ile o dönemde yaptığım söyleşi ile sizi eskiye götüreyim:
Evet, değerli okurlarım adına türkü yapılan Kalaycılık mesleği de tarihe karıştı. Şimdi bu işi yapan İnegöl de iki kişi kaldı. Zeki ve Yusuf ustalar. Yusuf Ustanın rahatsızlığı münasebetiyle Zeki usta bu işi tek başına üstlenmiş.
Ben bu kadar açıklama yaptıktan sonra o dönemlerde gazetemizin 3. Sayfasında yer alan röportajın kupürünü sizlerle paylaşmak istedim. Ayrıca Perşembe günü rastladığım seyyar kalaycının fotoğrafı da hemen yayınladığımız kupürü altında yer almaktadır. Şimdi gelin 25 yıl geriye gidelim!