Geçtiğimiz hafta evinde grubumuzun zayıf takımlarından Serik Belediyespor’a yenilerek büyük bir yıkım yaşayan temsilcimiz İnegölspor, hafta içerisinde konuk olduğu grubumuzun son sırasındaki Kahraman Maraş’ı penaltı ile geçerken Pazar günü evinde ağırlayacağı evinde Hekimoğlu’na yenilen zirve savaşı veren Sivas Belediyesi maçına motive olması bekleniyordu. Bu maçı dönüm maçı olarak görüp, sahadan zaferle ayrılarak yeni bir sayfa açabilirdi. Ancak yine olmadı. Gerçi temsilcimiz bu maçta daha iyi mücadele etti. Daha istekliydi. Hatta maçın hemen başında Furkan Mızrak’ın sağdan gelen ortaya kale çizgisinde sadece dokunsa öne geçebilirdi. Bu erken gol en azından bir beraberliği getirebilirdi. 2.ligde oynayan bir oyuncunun kale çizgisinin üzerinden giden o topa ıska geçmesi İNANILIR GİBİ DEĞİL gerçekten değil. Bu gol olsa dahi İnegölspor’umuz bu takımı bu haliyle yenmesi imkansız gibiydi. Sivas takımı gerçekten kombine bir takım. Sahada ne yaptığını ve birbirinin özelliklerini bilen ciddi bir takım görüntüsü verdi. İnegölspor’un bu sezon ki gidişatını iyi bilen rakibimiz, istediği 3 puanı acele etmeden temkinli ve çok çok iyi top çevirerek İnegölspor’u önce uyuttu, sonra da darbeyi vurdu. Gerçi İnegölspor golü kendi kalesine attı. Bu Samet ve takımımız için büyük bir talihsizlikti. Ancak gelen gol nasıl olursa olsun, rakibe 3 puan getirdi. İnegölsporlu tecrübeli oyuncularımız bu mağlubiyetten sonra şapkalarını önlerine koyup, son bir değerlendirme yapmak zorundalar. Bu oyunla, bu sonuçlarla nereye gittiklerini görmek zorundalar. Hasan hoca sizi getirdi, ardından hüsran olunca bırakıp gitti. Siz kaldınız, bu gemi sizinle yürüyecek. Evimizde kaybettiğimiz puanlara yazık oluyor. Buna artık DUR DEMELİSİNİZ…

Rakip Sivas Belediyesi iyi bir takım. İnegölspor’umuzdan çok daha iyi top oynayan bir takım. Bu durum fikstürde de açıkça görülüyor. Maçın başından sonuna kadar daha iyi oynayıp kazandılar. Bazı taktik hatalarından dolayı 1 puanı bırakabilirlerdi. Ancak şansları da yardım etti. Kendi kalemize attığımız golle 3 puanı götürdüler. Zirveyi ne kadar zorlayacaklar bekleyip göreceğiz.

İnegölspor’a gelince teknik heyet maça hafta içerisinde penaltı ile kazanan takımı sahaya sürdü. Kalede Gökhan bu maçta gayretliydi. Şanssız bir gol yedi. Geride müdafaamızda 37 yaşındaki Türker sezon başından beri kaptanlığı ve 2 numaralı formayı istikrarlı taşıyamıyor. Bence “BENDEN 37 YAŞINDA BU KADAR” diyor. Bunu yönetim ve Şaban hoca acilen görüp 2 numaraya doğru bir aday bulacak. Yunus Emre çok tecrübesiz. Türkerin yerine her girdiğinde sağ tarafımız felç oluyor. Altı pasa kadar taşıdığı topu dışarı atıyor. Aynı zamanda da çok ağır. Nasıl toparlanır bilemem. Sol bekte yıllardır tanıdığımız ve birkaç kez de başka takımlarda izlediğim Serkan Sözmen’i bu haliyle tanıyamıyorum. Bir oyuncu kısa sürede bu kadar dağılır mı? Orta göbekte İbrahim fizik gücü ve hırsıyla iyi götürüyor. İleriye çıkışlarında daha dikkatli olup asil görevinin müdafaa olduğunu unutmayacak. Samet iyi niyetli gayretli ve tecrübeli bir müdafaa oyuncusu. Ancak İnegölspor’da bekleneni veremedi, veremiyor. Bu maçta şanssız bir an yaşadı. Her müdafaanın başına gelebilir. Evimizde oynarken bu kadar geri ve yan pas yapılmaz. İleriye oynamak gerekiyor. Özet olarak fikstürdeki yerimize bakarsak müdafaamızın SOS verdiğini görürüz. Orta sahamız bu kadar tecrübeli oyuncuya rağmen öğrencim genç Selimcan’a kaldı. Selimcan formayı hak ederek, söke söke abilerinden geri aldı. Ancak o kadar çok mücadele ediyor ki, bunun sonucunda aşırı yoruluyor ve çok tehlikeli pas hataları yapıyor. Sadece kendi görevini yapsa sahada daha diri kalır ve bu hataları yapmaz. Bahadır sezona iyi başladı attığı pasları Ersel iyi takip ediyordu. Ersel sakatlandı, Bahadır Şaban hocayla beraber kulübeye oturdu. Bu maçta sonradan girdi, öyle güzel ara pasları attı, ancak genç Yunus Emre ve tecrübeli Ömer Faruk bu mükemmel ara paslarını heba ettiler. Mustafa Kayabaşı’nın sezon başından beri iyi oynadığı bir maçı görmedik. Maçtaki yanlışlarını çetele tutsam sayfalar yetmez. Erdem de aynı nakarat. Ali Kılıç’ı izleyemedik, sıkıntısı nedir bilemiyoruz. Bu sezon YOKLARI oynayan orta sahamızda şans verilen gençlerimiz ise oynadıkları etkisiz ve hatalı oyunlarla bu şanslarını ellerinin tersiyle itmeye bu maçta da devam ettiler. Gençlerimize bir tavsiyem var; formayı çalışarak, terleyerek alın, teri dökerek kapacaksınız. Ahbap çavuş ilişkileriyle, baskıyla forma kapılmaz. Orta sahamız iyi olsaydı İnegölspor’umuz bu durumda olmazdı. Forvetimiz Ersel’in dışında koca bir HİÇ. Ersel’de sakat umarım, en kısa sürede iyileşir. Forvetimizde iki açığımız hiç yok. Yani vardan yok. Orta saha ve müdafaamızdan gelen tüm paslar büyük gol umudumuz Ömer Faruk’ta ERİYOR.

Sonuç olarak İnegölspor, Sivas maçına ayrı bir havada hazırlandı. Bu maçtan her şeye rağmen 1 puanla ayrılabilirdi. Bu oyunla 3 puan olamazdı. Bundan sonra kalan 6 maçın 3’ü içeride 3’ü dışarıda olacak. Kolay maçlarını oynadı. Kalan 6 maçı zor maçlar. Bu nedenle oyuncu kardeşlerimiz bir araya gelerek, kenetlenecek ve buradan çıkış yolu arayacaklar. Her maçta oynanan kötü oyunu eleştirdik, olmadı bu sefer bu kötü oyunu oynayan oyuncuları eleştirdik. Daha doğrusu eleştirmek zorunda kaldık. Doğrusu oynanan oyunu eleştirmek. Ancak genç yönetimimizin bu sezon maddi ve manevi yönden yaptığı fedakarlık ve kurulan bu tecrübeli kadro oynamayınca oyuncular eleştiri alacak. Bunun çözümü oyuncularımızın bir araya gelerek bu kötü gidişe dur demeleri. Önümüzdeki Pazar günü Bayburt Özel İdare ile yapılacak maçta takımımızın başarılarını yazmak dileğiyle…

BAŞKA İNEGÖL SPOR YOK…