“Dünyada Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar bu masalı güzel anlatan, Türkler kadar bu masala inanan ikinci bir millet yoktur.” — Mirza Fetali Ahundov
Bu söz, yalnızca bir kültürel ironi değil; aynı zamanda çağları aşan bir tespittir. Ahundov’un kaleminden dökülen bu cümle, Doğu toplumlarının hayal gücünü, anlatı ustalığını ve inanç biçimlerini zekice bir çerçeveye oturtur.
Araplar, mitler ve efsaneler yaratmada usta bir gelenekten gelir.
Farslar, bu hayali anlatılara estetik bir incelik ve edebi zarafet kazandırır.
Türkler ise, bu süslenmiş hikâyelere gönülden inanmayı seçer.
Ve bu döngü… Bugün hâlâ devam ediyor.
Sadece sahne değişti: Masallar artık saraylarda değil, sosyal medya ekranlarında uyduruluyor.
Araplar Kadar Masal Uyduranlar:
Bugün masalları uyduranlar;
sosyal medyada “mükemmel hayatlar” kurgulayan fenomenler.
Kiralanmış arabalar, filtreden geçirilmiş yüzler, sponsorlu mutluluklar…
Dijital çağın sahte cennetleri.
Gerçeklikten uzak ama son derece cezbedici.
Gösteri, hakikatin yerini aldı.
Farslar Kadar Güzel Anlatanlar:
Bu yeni çağın anlatıcıları da boş durmuyor.
Sadece uydurmak yetmez; artık her şey anlatma biçimiyle parlıyor.
Reels videoları, teatral geçişler, dramatik fon müzikleri, estetik filtreler ve kusursuz sahne kurguları…
Masallar, bugünün estetik ve pazarlama algoritmalarıyla yeniden yazılıyor.
Yeni çağın anlatıcıları; sanatla gösteriyi, duygu sömürüsüyle romantizmi harmanlıyor.
Ve biz, büyüleniyoruz.
Türkler Kadar İnananlar:
Ve biz…
Her gün ekranlarımızda izlediğimiz o yapay hayatlara gönülden inanıyoruz.
Gerçek ile gösteri arasındaki farkı gözetmeden, sahte hayatlara hayranlıkla bakan,
kendi değerini bu dijital masallarla kıyaslayan bir toplumuz.
İçimizdeki boşluğu, dışımızdaki ışıltıyla doldurmaya çalışıyoruz.
Masal değişti ama inanç değişmedi.
Çünkü biz, yine “en güzel yalanlara” inanmayı seçiyoruz.
Mirza Fetali Ahundov’un asırlar önce yaptığı bu keskin analiz, dijital çağda daha da derinleşti.
Tek fark, anlatı mecralarının değişmiş olması:
Masallar artık saraylarda değil, ekranlarda uyduruluyor.
Anlatıcılar artık şair değil, influencer.
Ve dinleyiciler, hâlâ masala susamış.
Çünkü insan değişiyor, çağ değişiyor…
Ama masallara olan zaafı hiç değişmiyor.