Bazen bir halk, en çaresiz anında doğar yeniden. İşte 19 Mayıs, tam da böylesi bir doğumun adıdır. Bir milletin, gencin yüreğine umut bıraktığı gün… Ve bugün, o umudu taşıyan herkesin bayramıdır.

Atatürk bu günü gençliğe emanet etti. Çünkü biliyordu:

Bir milletin kalbi gençliğidir.

Onlar ne kadar özgürse, millet o kadar nefes alır.

Onlar ne kadar düşünebiliyorsa, ülke o kadar ileri gider.

Onlar ne kadar dirençliyse, tarih o kadar onurlu yazılır.

19 Mayıs bir tarihten fazlasıdır.

19 Mayıs, küllerinden doğan bir milletin dirilişidir.

19 Mayıs, teslim olmayan bir ruhun adıdır.

Ve evet, 19 Mayıs bizim yeniden doğduğumuz gündür.

Bugün 19 Mayıs.

Ve belki de tam da şimdi hatırlamamız gereken en kıymetli şey:

Bir bayram, sadece kutlanmaz. Yaşanır.

Bir emanet, sadece taşınmaz. Korunur.

Bir tarih, sadece okunmaz. Anlaşılır.

Sevgili gençler,

Bu toprakların size ihtiyacı var.

Sadece bir bayrak taşımak için değil,

O bayrağın temsil ettiği değerleri,

adaleti, özgürlüğü ve vicdanı yaşatmak için…

Ve unutmayın,

Mustafa Kemal bir liderdi, evet.

Ama aynı zamanda bir gençti.

Bir hayale yürüyen bir genç.

Ve şimdi…

Bir asır önce Samsun kıyısında yakılan o meşale,

bugün senin ellerinde parlıyor sevgili genç.

Cesaretinle, vicdanınla, hayalinle…

Unutma ki her adımın, o büyük yürüyüşün devamıdır.

Çünkü sen sadece bir genç değilsin.

Sen, bir milletin umudu, bir devrimin mirasısın.

Kutlu olsun 19 Mayıs.

Yaşasın özgürlük.

Yaşasın gençlik.

Yaşasın Cumhuriyet.

FrauAdymn

“Bir hayale yürüyen kadınlardan,

bir meşaleyi devralan annelerden…”