İnsan kendinin farkına vardıkça sessizleşir. Kanıtlama ihtiyacı sönümlenir; çünkü artık kimseye kendini ispat etme derdi kalmaz. Varlığını bir başkasına duyurmak yerine, kendi içinde duymaya başlar. Ve işte asıl devrim burada başlar: Sesini iç sesine duyurabildiğinde.

Frida Kahlo, acılarla örülü hayatını tuvaline taşırken ne bir beğeni arayışındaydı, ne de şöhret. Acısını sanatına dönüştürdü ama bunu kimseye göstermek için değil, hayatta kalabilmek için yaptı. En büyük şovu, en sessiz sancılarında saklıydı.

Greta Garbo, Hollywood’un altın çağında yıldızlaştı ama zirvedeyken “yalnız kalmak istiyorum” diyerek sinemayı bıraktı. Gösteri dünyasının merkezindeyken görünmemeyi seçti. Çünkü o, “görünmek” değil, “var olmak” istiyordu.

Haruki Murakami, kalabalıklardan uzak durur, söyleşilerden kaçar, ödül törenlerine gitmez. Onun görünmeyen varlığı, satır aralarında büyür. Kendine şov yapar; sabah beşlerde kalkar, yazar, koşar, tekrar yazar. Ve bunu yalnızca kendisiyle kurduğu ahenk için yapar.

Var olamayan her ruh, bir vitrin budalalığına mahkûmdur. Gösterişle ayakta kalmaya çalışır, çünkü içerisi boşsa dışarısı parlamak zorundadır. Oysa içi dolu bir insanın ışığı, sahte spotlara ihtiyaç duymaz. Usulca parlar. Sükûnetle büyür.

Bu dünya bir savaş alanıysa, insanın ilk ve en zorlu mücadelesi kendisiyledir. Kendini var etme çabası, kimsenin gözü önünde sahnelenen bir tiyatro değildir. Bu, yalnızca içten içe kendinle yürüdüğün bir yoldur. Kendi karanlıklarından geçerek, kendi sabrınla aydınlanırsın.

Virginia Woolf, “Kendine Ait Bir Oda” diyerek kadının önce kendi iç evini inşa etmesi gerektiğini söylerken, kendiyle kalabilmenin önemini haykırıyordu. Oda, bir metafordu: Kendiyle baş başa kalabilen insanın evrensel özgürlüğü.

Bu yüzden artık başkalarına göre değil, kendine göre yaşaman gerekir. Başkalarının ‘beğeni’ çıtasına göre değil, kendi içsel huzuruna göre inşa edersin hayatını. Yaşanmaya değer şeyleri pazarlamak değil, onları sessizce yaşayıp hissetmektir asıl olan.

Çünkü en görkemli şov, kendinedir.

Saygıyla…

FrauAdymn — Sessizliğin içinden sesini duyan kadın