Aşırı sıcakların başlamasıyla olası orman yangınlarının olabileceğini gündeme getirmekte!

Hemen her yıl bu sütunlardan seslenerek ciğerlerimiz yanmasın uyarısını yeniden gündeme getirmek istedim.
Evet, değerli okurlarım sizleri bilmem ama ben her yaz ayının başlangıcında içimde bir orman yangını fobisinin depreştiğini söylemek istiyorum. Geçen yıllarda Marmaris’te ki orman yangınının ardından daha sıcaklar iyice başlamadan Bursa da ki yangın bizleri hayli tedirgin etmişti. Bu yılda yaz ayları ve sıcakların başlamasıyla böylesine korkulu günler yaşamama adına ormanlara girip piknik yapmayalım! Üstelik ormanlara girişlerin yasak olduğu mevsime girdiğimizin de altını çizmek istiyorum.
Ormanlarımızı korumak, ağaçlara zarar verenleri, kaçak yoldan ağaç kesenleri yetkililere bildirmek bizim vatandaşlık görevimizdir. Bakın, Atasözlerimizden olan:
“Yaş kesen baş keser!” “Bir ağacı yok eden bir insanı yok etmiş sayılır!” sözlerini bu sütunlardan tekrar hatırlatmak istiyorum. Ancak bu sözler bazı umursamaz insanlara kar etmediği de ortada.
Piknik amacı ile ormana girip ateş yakarak mangal keyfi yapan mı dersin. Ya da orman içinde içki içip şişeleri rast gele etrafa atarak güneş ışığı ile kuru otların tutuşarak yangına sebep olanlar mı dersiniz. Veya kendine tarla, bostan yeri açmak için ağaçları katledenler mi dersin bu umursamaz insanların yüzünden hektarlarca orman alanı ve ağaçlar yok olup gitmekte!
Sadece ülkemizde ki ormanların değil bütün bir dünyadaki ormanların yok olması demek insanlığın sonu demek.
Evet, Peygamber efendimiz bu konuda ne söylemişti? “Kıyametin kopacağını bilsen bile; bir fidan dikin!”
Ağaçların ve ormanların ne kadar önemli olduğunu ve bir ağacın bile değerli olduğunu bilmemiz gerekir. Her bir ağaca gözümüz gibi bakmalıyız. Üstelik ormanlar sadece biz insanlar için büyük bir nimet değil. Burada yaşayan tüm canlılar içinde büyük bir nimettir.
Evet, ormanlarda sadece canlı olarak var olan ağaçlar değil. Yüzlerce, binlerce hayvanın da çıkan yangınlarda telef olduğunu ve yok edilen ağaçların haricinde o kadar canlının da hesabını yaparsak bu yangınlara sebebiyet verenlerin vay haline!
Öte yandan biz vatandaşlar olarak, yaz aylarında asla ormanlık bölgelere girip piknik yapmayalım. Piknik için belirlenen yerlerde kurallara uygun bir şekilde pikniğimizi yapıp daha sonra yaktığımız kontrollü ateşimiz iyice söndürmeden bu alanlardan ayrılmayalım.
Unutmayalım her bir ağaç bizim birçok insanımızın akciğeri demektir. Nefessiz kalmamamız için ağaçlara kendi çocuğumuz gibi görüp öyle davranmamız gerekir.
Bir fidanın büyüyüp ağaç haline gelmesi, bir çocuğun büyüyüp delikanlı haline gelmesinden daha uzun bir süre gerektiğini de asla unutmayalım.
Ve son olarak, ormanlarımızı koruyalım geleceğimizi karanlığa gömmeyelim!