Ali Asaf kanseri yendi.
Tüm Türkiye, renk renk balonları gökyüzüne bıraktı. Ama bu sadece bir kutlama değildi; bu, bir olmanın, kenetlenmenin, umudu el birliğiyle göğe salmanın sembolüydü.
Bir kez daha beraberliğin verdiği o güzel ana tanık olduk.
Ne güzel bir ülkeyiz aslında…
Biriz, beraberiz.
Kimsesiz değiliz.
Biz olunca güzeliz. Ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, sımsıkı sarılarak…
Ben seviyorum bu ülkenin duyarlılığını.
Seviyorum merhametini.
Seviyorum zaman zaman içine gömüldüğü o kederliliği bile… Çünkü o kederin içinde bir kalp var. Vicdan var. İnsan kalabilmiş olmanın sessiz kanıtı var.
Ali Asaf bize sadece bir hastalığı yenmenin değil, birlikte iyileşmenin mümkün olduğunu gösterdi.
O bir çocuğun zaferiydi ama hepimize umut oldu.
Bizi de, birbirimize inandırdı.
Biz o gün yalnızca balonların gökyüzüne yükselişine tanıklık etmedik…
Kimsesiz olmadığımıza, hâlâ “biz” olduğumuza…
İçimizde bir yerlerde merhametin hâlâ dimdik durduğuna tanıklık ettik.
Ali Asaf iyileşti.
Ve belki de biz, bir ülke olarak o gün biraz daha iyileştik.
Tüm hasta çocukların iyileşmesi dileğiyle…
Küçücük bedenlerinde koca fırtınalar koparan, gözlerinden umudu eksiltmeyen o güzel yürekli çocuklara…
Siz bu ülkenin en sessiz ama en güçlü kahramanlarısınız.
Bu yazı yalnızca Ali Asaf’a değil; umudu elinden bırakmayan, iyileşmeye inanan tüm çocuklara ithaf edilmiştir.
Dualarımız sizinle.
Gözlerinizdeki ışık hiç sönmesin.
Çünkü siz güldüğünüzde, bir ülkenin kalbi yeniden atıyor.
FrauAdymn
Bir ülkenin yüreğine yazan kalem