Milletin ne haberi oldu, ne fikri soruldu. “İklim Kanunu” adı verilen ve geleceğimizi kökten etkileyecek yasa, Meclis’ten yangından mal kaçırırcasına geçirildi.

Üstelik içinde net sınırlar, açık tanımlar, dengeleyici mekanizmalar yok.

Peki bu yasa ne getiriyor? Daha doğrusu bizden ne götürüyor?

Karbon Ayak İzinin Gölgesinde Hayat

UTTS (Ulusal Toplumsal Takip Sistemi) ile artık nereye gittiğiniz, ne aldığınız, ne kadar tükettiğiniz, hangi araçla seyahat ettiğiniz izlenecek.

Amaç, “iklimi korumak” gibi sunulsa da gerçek şu:

Küresel dijital denetim ağına gönüllü olarak dahil ediliyoruz.

Emin Teyze’nin Domatesi Bile ‘Suç Unsuru’ Olabilir

Bahçesine domates eken bir kadını düşünün. Torununa salça hazırlayan bir dedeyi…

Yarın bir gün bu insanlar “izinsiz tarım üreticisi” olarak fişlenebilir.

Tohumun bile patenti küresel şirketlere geçerken, köylünün üretme hakkı elinden alınabilir.

Doğal Et Lüks, Böcek Proteini Norm!

Yapay et, böcek proteini, laboratuvar ürünleri…

Yasa ile bunların önü açılıyor.

Doğal et ise yüksek vergilerle, sınırlı erişimle adeta yasaklı hale gelecek.

Köyde hayvancılık mı?

Sadece ruhsatlı, kontrollü, kotaya bağlı olacak.

Hayvanın da otladığı, insanın da yaşadığı bu topraklar artık bize ait değil.

Alışverişe Kota, Kıyafete Sınırlama

“Çevre dostu” etiketiyle pazarlanan kıyafetlerin ömrü kısaldıkça, her yıl yenisini almak zorunda kalacağız.

Üstelik kıyafet alımına karbon kotası getirilecek.

Yani ne giyeceğinize bile sistem karar verecek.

Benzinli Araçlar Yasaklı, Elektrikli Araçlar Mecburi

Şehir içinde benzinli araç kullanmak hayal olacak.

Her yeni düzenleme, doğrudan değilse dolaylı olarak orta sınıfı araçsızlaştırmaya hizmet edecek.

Benzinli arabaya sahip olmak, suç değil ama aykırı bir davranış sayılacak.

Nakit Para mı? O da Karbon Düşmanı!

Yasanın altyapısında dikkat çeken başka bir detay:

Nakit paranın itibarsızlaştırılması.

“Karbon dostu değil” denilerek, tamamen dijitalleşmeye mecbur bırakılacağız.

Ve bu sistemin dışında kalmak, neredeyse imkânsız hale gelecek.

Peki Tüm Bu Maddeler İçin Ne Zaman Söz Hakkı Verdiniz?

Sadece birkaç akademisyenin ve STK’nın görüşüyle hazırlanmış bir yasa; ama milyonların geleceğini belirliyor.

Bu halk, doğayı sever. Bu toprak, üretmeyi bilir.

Ama bu yasa ne doğayı koruyor, ne üreticiyi…

Sadece küresel dijital denetim sistemine entegre olmanın yasal zeminini kuruyor.

Bu Yasa Geri Çekilmeli

Biz çevreyi korumak istiyoruz. Ama bunu bizi yok sayarak, köylüyü susturarak, vatandaşın yaşam hakkını dijitalleştirerek yapamazsınız.

Millete danışılmayan her yasa eksiktir.

Bu yasa geri çekilmeli, açık oturumlarla, halkın görüşü alınarak tekrar yazılmalıdır.

Çünkü bir milletin geleceği, birkaç başlığın gölgesine sığmaz.

Ve evet Attila İlhan’ın dediği gibi:

“Memleket kurtlar sofrasına döndü mü, isyan haktır!”