Bir Sokak Köpeğinin Vasiyeti
Uyutma beni…
Zaten açım, zaten üşüyorum, zaten yıllardır yaşamıyorum aslında. Sadece sürünüyorum.
Küçüktüm. Daha gözlerim yeni açılmıştı. İlk gördüğüm şey gökyüzü değil, tekmeydi. İlk öğrendiğim şey oyun değil, kaçmaktı.
İlk sevgim bir çocuğun elindeydi, ama sonra annesi bağırdı: “Elleme pis, ısırır!”
Ben ısırmadım. Sadece içimden bir şey koptu o gün.
Bende bu dünyaya sizin gibi geldim.
Ne zaman kar yağsa, ben de titrerim. Ne zaman yağmur yağsa, sığınacak bir saçak ararım.
Ama bana çatı yok.
İsmim bile yok.
Bir çağıranım olmadı hiç.
Sokakların çocuğuyum ben.
Artıklarınızla besleniyorum.
Ama açlığım midemde değil, kalbimde bir yerlerde.
Bir kerecik okşanmak istedim.
Kucağınızda bir dakika bile durmak…
Olmadı.
Benden hep korktunuz, ama bilmediniz ki en çok ben sizden korktum.
Beni taşladınız.
Üzerime sıcak su döktünüz.
Yanımdan geçerken surat çevirdiniz.
Oysa ben sadece yaşamak istedim.
Biraz yaşamak…
Belki de sizlerden daha az şey istedim bu hayattan.
Beni arka sokaklara sürdünüz.
Gece çığlık attığımda kimse duymadı.
Gündüz biri gelip sırtımı okşadıysa, gece başka biri bıçakladı.
Her sabah kalktığımda, bir gün uyuyup uyanmayacağımı bilerek yaşadım.
Ve şimdi veterinerin soğuk masasına yatırıldım.
“Uyutalım” dediniz. “Fazla oldu” dediniz.
Ben bir yük değilim.
Ben bir canım.
Uykum yoktu benim.
Sadece biraz sevilmek istiyordum.
Bir canı yaşatmak, bir insanı dönüştürebilir.
Lütfen sokak köpeklerini görün. Onlar çöp değil, pis değil, korkulası hiç değil.
Bir tas su, bir parça yiyecek, bir şefkat…
İnsanlığınızın aynasıdır onlar.
Bugün görmezden geldiğiniz o pati, yarın vicdanınızda iz bırakır.
Uyutmayın.
Yaşatın.
Sevin.
Çünkü sevgi, bir sokak köpeği için dünyayı değiştirebilir.
FrauAdymn
Kaldırım taşları kadar soğuk ama gerçek bir hikâyeden.