Kağıt üstünde kolay olan maçlar sahada zordur. Sahada çok kolay yapabileceğin şeyleri yapamazsın, elin ayağın dolanır.

Böyle olunca da rakibin direnci artar, işler sarpa sarar. Bu anda da biraz beceriye, birazda şansa ihtiyacın olur. Bütün bunları Beykoz karşında yaşadık. Geçen sezondan kalan şirket süreci bu yılda süren ve hatta bu sezon başı sıkıntılar yaşayan kadro oluşumunu istediği gibi sağlayamayan, hazırlık kampını es geçen bir ekiple oynayacağımız maçta, azda olsa bizimde endişelerimiz vardı.
Fakat tabiri caizse soyunma odasından Yasin Ozan ile attığımız golle öne geçince dedik göbeği kaşıyarak maç izleyeceğiz. Ardından 2.golle bunu perçinledik. Atmosferi arefeye çevirdik, bayrama hazırlık yapmaya başladık. Ardından bir ruhani hal oldu. Rakip oynamaya başladı, biz izledik. Direkten topları döndü. İki kez sağ kanattan içeri girip ciddi tehlike oluşturdular. Kondisyonu olmayan Beykoz veteranlar takımı görüntüsü verse de kaliteli ayaklar sayesinde çabuk ve etkili bir şekilde kalemize geldiler 20. ile 45. dakika arası gerilim filmin fragmanı izlemek zorunda kaldık. Penaltı ile de ikinci yarı için bizi ümitsizlik ile baş başa bıraktılar.
İkinci yarı ise korktuğumuz başımıza gelmedi. Rakip pilini tüketti. Biz ekstra işler yaptık. Onlara oyun kurdurmadık. İkili mücadelenin çoğunu kazandık. Üretkenlik arttı. İyi yaptığımız tempoyu geçen maçlara göre arttıramasak da bu maç için yeterli şekilde bunu yaptık. İlk kez bütün oyuncu değişiklikler yerinde idi. Sadece Mustafa, Mete Tetik, Kerem değişikliği daha erken olabilirdi. Giren çıkanı aratmadı. Dişliler yerine oturdu. Böyle olunca da rakibin fazla şansı olmadı. Hak ettiğimiz galibiyeti almış olduk.
Bu maçın öyküsüne bakacak olursak bana göre galibiyet Teknik Direktör İsmail Güldüren'e yazar. Nasıl eleştiri yapıyorsak, bazen burada da hakkını teslim etmek gerek değil mi?