Bu duyguyu birebir yaşamadım belki… Ama kızımı gözlemlerken, onun kalbinden geçenleri yüreğimde hissettim. Şimdi size, bir çocuğun gözünden babayı anlatmak istiyorum.
“Baba olmak, sadece orada olmak değil; varlığıyla güven, yokluğuyla özlem bırakabilmektir.”
“Baba nedir?” diye sorsalar…
Güvendir derim.
Korktuğunda sığınılan liman,
Mutluluğunda sarıldığın kucaktır.
“Baba kimdir?” diye sorsalar…
Karısına ve çocuğuna yuva olandır derim.
Varlığıyla evi sıcak tutandır.
“Baba nasıl biridir?” diye sorsalar…
Cesur derim.
Sahip çıkan, koruyan, göğsünü siper edendir.
“Baba özel mi, nesnel mi?” diye sorsalar…
Nesnel görünüp, özel hissettirendir derim.
Hayatın içinde sıradan gibi duran ama yüreğinde sıradışı bir yer kaplayandır.
“Baba maddiyat mı, maneviyat mı?” sorsalar…
Baba, maneviyatı güçlü olandır.
Ama maddi gücüyle de hayatı kolaylaştırandır.
“Baba sert midir, yumuşak huylu mu?” deseler…
Baba, yumuşak kalpli olup sertliğinden ödün vermeyendir.
Disiplinin arkasında sevgi taşıyandır.
“Baba güç müdür?” diye sorsalar…
Evet derim.
Ama o, kas gücüyle değil, hayatı kolaylaştırma becerisiyle kahramandır.
Ve sonra…
Baba, çocukluğunun devam etmesiymiş.
Babanın parfümü, alınteriymiş.
Baba, yaşatmak için çabalayan görünmez bir kahramanmış.
Ağlamazmış… Zor gülermiş… Çok kızarmış…
Ama yine de sevmekten, korkmaktan vazgeçmezmiş.
Çünkü baba olmak, sadece bir soyadı vermek değil…
O soyadını bir çocuğun omzuna gururla taşıtabilmektir.
Baba olmak; sesi duyulmasa da varlığı hissedilen bir duadır aslında.
Bu yazı;
Gerçekten karısını sahiplenip çocuğuna “baba” olan adamlara,
Ve aynı anda hem “anne” hem “baba” olmayı sırtlananlara
İthafımdır.
Ben bu duyguyu yaşamadım belki…
Ama kızımın gözlerinden baktım,
Ve o gözlerde neyin eksik, neyin kıymetli olduğunu öğrendim.
Bu yazı, onun kalbinden bana, benden size geçen bir duygunun adıdır:
“Baba olmak, görünmeyen bir kahramanlıktır.”
Bir annenin kalbinden, bir çocuğun gözünden…
Frauadymn